14 Ağustos 2022 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5840 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5840. Hani bir bölük halk, Yusuf'a bakakaldı da ellerini doğradı ya;

Sen öylesine güzelsin ki yüzlerce Yusuf'un aklını-fıkrini doğrattın-gitti.


Bir pisliğin kokusundan adam, iki fersahlık (10 kilometrelik) yola kaçar;

Oysa ki sen tutar, o pis şeyden, o kan pıhtısından bir insan yaratırsın.


Sonra tutar, onu toprağa lokma olarak verirsin de tertemiz bir bitki kesilir, bir de ona can üfürdün mü, pislikten kurtulur-gider.


Hele a gönül, göğe ağ;

Bir hayli zaman hayvanların yaylasında yayıldın-durdun;

Şimdi de Tanrı yaylasına var.


Önce de ümidin yoktu ama buraya eriştin.,

Şimdi de hani ümitsizsin ya;

Bütün tamahını (Açgözlülüğünü) o ümit etmediğin şeye ver.


Sen sus da söz bağışlayan Tanrı söylesin.,

Çünku kapıyı yapan da o, kilidi kitleyen de o, anahtarı veren de o.


Bedeninin her zerresinden bir feryat duy, bir inilti işit.,

Çünkü sen, büyük bir şehirsin;

Hem de bir şehir değil, belki binlerce şehirsin sen.


Bütün parçaların-buçukların susuyor ama senin gizli şeylerini görüyorlar;

Örtmüyorlar.,

Bütün gün, gel bakalım, neyin var diye coşup köpürüyor onlar.


Sen, ölümsüz, uçsuz-bucaksız (Sonu görülmeyecek kadar geniş olan) bir denizsin;

O denizde sayısız balık var..

Bilgisizlik yüzünden yüzünü çevirme;

Ne diye inkar (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, kabul etmeme, tanımama) kafasını kaşır-durursun.


Görünüşte, bedeninin bütün parça-buçukları susmada;

Fakat hepsi de kumarbaz kalleş.,

Hepsi de hem ortada, hem gizli;

Hepsi de av peşine düşmüş avcı.

                                      ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                      ***

Neler öğrendik;

  1. Şems Hazretlerinin Yusuf peygamberden daha da güzel olduğunu öğrendik.

  2. Nasıl ki pislik toprakta kimyası değişerek pislikten kurtulup bitkiye can verdiği gibi, Şems Hazretlerinin de çok pis insandan tiksinmediğini, kaçmadığını, onu adeta yeniden yaratılmış güzel bir insan haline soktuğunu öğrendik.

  3. Yeryüzünde yeteri kadar hayvanlar gibi vakit geçirdikten sonra göğe, Tanrı yaylasına çıkıp orada yaşamamız gerektiğini öğrendik.

  4. Göğe ulaşma ümidimizi kaybetmeden ümit ettiğimiz yere ulaşmak kararlılığından vazgeçmememiz gerektiğini öğrendik.

  5. Göğe ulaşma yolunu bağışlayan, gösteren, yolu açan, kilitleyen, anahtarı verenin Allah olduğunu öğrendik.

  6. Vücudumuzun büyük bir şehir gibi yaratıldığını, vücudun her zerresinden bir ses, inilti, feryat geldiğini, bunu duymamız, farkında olmamız gerektiğini öğrendik.

  7. Kendi kendimizden gizlediğimiz her şeyi vücudumuzun her zerresini  gördüğünü, öğrendik.

  8. İnsanın sonu görülmeyecek kadar geniş olan büyüklükte, içinde sayısız canlının yaşadığı yer olduğunu, bilgili olanın bunları görüp anlayacağını öğrendik.

  9. İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan kimsenin yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu sakladığını, gizlediğini, kabul etmediğini, tanımadığını, böyle kişinin bilgisiz kişi olacağını öğrendik.

                        *İşte böyle yaren;

Bedenimiz en ufak parçasının bile suskun tavır göstermede olduğunu, aslında hem ortada gözüktüğünü, hem de dikkat çekmeyecek gizlilikte olduğunu, hep av peşinde olan kumarbaz ve sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına sebep olduğunu öğrendik, anladık.
                                   *
RAVLİ

Popüler Yayınlar