(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
4010. Külhancıyı (Hamam ocağını yakan kimse) gönlü kara, yüzü kara görürsün ya, inci madeninden bahsederse bil ki bühtandır (İftiradır),
A
Tebriz'li Şems, sen bütün güzellerin padişahısın...
Seninle
güzellikte eş, belki Ken'an (Şimdiki
filistin) Yusuf’u
(Güzeli)
olabilir ancak.
Senden bir iz bulmayan gönüle (Kalpte oluşan duygularının kaynağına) eyvahlar (Yazıklar) olsun...
Bir can mujdesine kavuşmayan gönül, ölüdür.
Yüzünün ışığı görünmeden geçen gün, kapkara bir gündür...
O kara günde senin mutfağından ne bir kase gelir, ne bir yemek.
Eyvahlar olsun o gönüle ki senin aşkınla ateşlere atılmaz...
Altın gibi harcanır gider, hiçbir madene ulaşamaz o.
Aşk sözü, dertsiz adamdan çıktı mı, bir koku vermez...
Ancak hevesli bir kulak duyar o sözü, ancak dille söylenir o söz.
Gizliden gizliye bir emanet verilmedikçe gönül Meryem'i, Mesih'in ışıklarına gebe kalmaz.
Duygu, uyanına rüya görmez artık...
Gönül, bu dünyadan gitmedikçe başka bir dünyaya varamaz.
Kişi vardır ki ölümü anmayış, onu kurutmuş-gitmiştir...
Bir dilim ekmekle birazcık tere bulamıyorum diye gamlara dalmıştır.
Bir zaman gelecek ki artık zaman kalmayacak...
O zamandan önce çalış çabala da zaman kaydından kurtul.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Kişinin yaptığı iş ile ustalığından bahsettiği aynı olmazsa kasıtlı ve asılsız anlatım olacağını öğrendik.
Şems Hazretlerinin güzellerin güzeli olduğunu, Mevlana Hazretlerinin yakın anlatımından öğrendik.
Şems Hazretlerinden gönlüne iz bulamayanların, canına can katamayanların ölü gönüle sahip olduklarını öğrendik.
Şems Hazretlerinden ışık alamayanların üzüntülü, sıkıntılı durumda ve günde yardım alamayacaklarını öğrendik.
Şems Hazretlerinin aşkıyla kalbinde oluşan duygularının kaynağını aşkla yanmayanın; çok değerli şeyleri kapsayan hiçbir kaynağa ulaşamayacağını öğrendik.
Aşk sözü aşıktan çıkmazsa kokusu olmayacağını, hevesli kişinin aşk sözünü duyacağını, diliyle söyleyeceğini öğrendik.
Gizliden gizliye ışık verildiği zaman o işten İsa gibi çocuk meydana gelecağini öğrendik.
Uyanmış olanın rüya göremeyeceğini, kalbimizdeki oluşan duygularımızın kaynağının başka bir gönüle gitmedikçe bu dünya sınırını terk edemeyecğini öğrendik.
Ölümü sık-sık anmamız, aç kalmaktan korkmamak gerktiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ölüm meleği gelmeden önce çalışmamız, zamanı unutacak durumda uğraşı içinde olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
