(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3950. Buna altın kaseler, şu gökyüzü sofrasının üstüne konmuş...
Bir gün bir çağrı duyulacak, hep o gün için konmuş bunlar.
Gökyüzünün Kuzusu da. Başağı da yenmek için...
O Ay'ın harman yerinden elbette bir vergi bağışlanacak.
Aşıklara, bu rızıktan başka bir gıda var;
Onların dilek kaselerine başka bir aş konacak.
Eski pazardan erişip gelen taze alıcılar var ya;
Onların değersiz çanakları da değerlenecek, ağır bir pahaya (Değere, edere, fiata) ulaşacak.
Ay'a tapanlar, bütün gece yıldız sayıp duruyorlar ya;
Sonunda onların da bu çabaları da, bu ümitleri de bir sona varır, bir yere erer.
Hani cefa (Yasaya veya vicdana aykırı olarak kötü duruma düşme yağmuru) yağmuru yağmada diy (Dev, şeytan, cin görünümlü) bulut gibi yüzünü ekşiten var ya;
Cefa da vefadan (Üzüntü de sevgiyi sürdürmeden, sevgi, dostluk bağlılığndan) biter (Oluşur), gelişir;
Sonunda da gene vefaya döner-gider.
Güllerin anasının diken olduğunu iyice bilen kişi, kendisine bir cefa dikeni batınca gül gibi güler.
Hızır, Ab-ı hayattan (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş insan aklını, kurtararak dirilten kişi) laf ede-ede dünyanın çevresini dolaşıp dururken bizim kulağımıza ölümsüzlük (Sonu olmayan gelecek) davulunun sesi gelir, çatar.
Balçığa bulanmış (Kötü ve hoşa gitmeyen, yasal olmayan bir işe karışan) dostlardan ayrılırsan ağlama sakın;
Su, balçıktan uzaklaşınca durulur (Sakinleşir).
Gönlünü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağını) şu soğuk (Gelişmemiş) gönüllerden soğut bir güzelce yu (Yıka, temizle), arıt;
Küpün gönlü (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), bir sakaya (Su taşıyana) ulaştı mı yıkanır-arınır.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin aşk öğretisinin mükafatının gökyüzü sofrasında hazır olduğunu, yeri ve zamanı gelince sunulmak için hazur olduğunu öğrendik.
Şems Hazretlerinein aşk öğretisinin mükafatının başka bir yemek ikram etmek olduğunu, kişiyi çok değerli hale getiren ikramlar olacağını öğrendik.
Gökteki yıldızlara tapanların bile bu çabalarından, ümitlerinden dolayı sonuca ulaşacaklarını öğrendik.
Kötü duruma düşenin hep aynı durumda kalmayacağını, iyi duruma döneceğini, sevgi ve dostluğun etkisini göstereceğini öğrendik.
Gül ile dikenin bir arada bulunduğunu bilen kimsenin yasaya veya vicdana aykırı kötü duruma düşse bilgisinin o kişiyi üzüntü içinde bırakmayacağını, gülüp geçeceğini, kabul edip rahat edeceğini öğrendik.
Dostlarımız kötü ve hoş bir işe karışırlarsa ayrılmak, üzülmemek gerektiğini, su ile toprağın birbirinden ayrılıp kendi özelliklerine dönmesi gibi kabul etmek gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kalpte oluşan duyguların kaynağını geliştirmemiş, çıkarı için soğuk davranmış kişilerden uzak durmak, sevmemek gerektiğini, gönlümüzü temizlemek için bu işin ustasına gitmemiz hizmet edip ders almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
