(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3920. Yüzünün parıltısı vurdu mu, ülkerin (Süreyyâ, içinde yer alan yıldızlar öküz (boğa) şeklini meydana getirdiğinden Sevr adıyla anılan burcun sırt/hörgüç kısmında iki sıra halinde dizilmiş altı veya yedi yıldızdan meydana gelen açık bir kümedir) bile yolunu vurur hani;
İşte o güzel, akıl kervanının yolunu vuracakmış...
Ko (Bırak)-vursun.
Sufınin (Kendini Allah’a adamış kişinin) yolunda mezesi de, bugün hazırdır onun, şarabı da...
Bakışla ona bir ulaştı mı, yarının, veresiyenin boynunu vurur-gider.
Gönlün (Kalbinde oluşan duygularının kaynağı) dağınıksa gene gönlün eteğine yapış;
Çünkü kavganın-gürültünün başına eminlik, esenlik otağını kuran, gönüldür ancak.
Bir Ömer (Halife) gerek ki şeytan kaçsın ondan...
Bir Ahmed (Peygamber efendimiz) gerek ki haçın (Putun) yolunu vursun- gitsin.
Hangi gönül bucağında onun gamı itikafa girmişse (Bir kenara çekilme, ortalıkta görünmemişse) gece yarısında bile oraya güneşin parıltısı vurur.
A arif (Çok anlayışlı ve sezgili kişi), üç somun için canı davetten vaz geç de kılıcın, Ali (Halife) gibi safları vursun, kırsın-geçirsin.
Geç bundan, kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet) ıssı (Sıcaklığı veren) padişahlar padişahı (Şems Hazretleri) geldi...
Kalk da canın, zevk nedir, görsün, seyir-seyran (Güzellikleri görmek için yolcuk etmek) nedir, anlasın.
İhtiyaç elini aç (Allah’a ihtiyacını hareketle göster), İlahi kadehi al (Allah’ı övmeye başla);
Al da can şarabının parıltısı yüzüne de vursun, gözüne de.
Yüzün o şarapla (Tanrı şarabıyla) öylesine ışıklanır ki...
Sanki Ay'ı ikiye bölen elin ışığıdır da Ay'dan yüceler vurmadadır.
Başına bir soluktur, üfürür de beynine akıl bağışlar;
Beyinle, fikirle dopdolu aklın, İkizler burcunun (Zeki ve kıvrak, bilgi dolu, meraklı, ticarette yetenekli, hızlı ve rahat iletişim kuran) başına ayak basar (Üsütne çıkar).
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin yüzünün aydınlığının insanlara görüş sağladığını, aklın kullanılmasına ihtiyaç bırakmadığını öğrendik.
Şems Hazretlerinin bakışına kavuşan kişinin yarın, sonra derdinden kurtulup peşin olarak alacağını, kendini Allah’a adamış kimselerin rızıklarının, içeceklerinin bugünden hazır olduğunu öğrendik.
Kalbimizde oluşan duygularımızın kaynağı dağınıksa, ne yapacağımıza karar vermede güçlük seçiyorsak yine gönlümüzle eminlik ve esenlik sağlamamız, düzelmeyi başka yerde aramamamız gerektiğini öğrendik.
Hazreti Ömer gibi Allah emrini oğlu bile olsa acımadan yerine getiren, Peygamber efendimiz gibi hiç bir etkisi olmayana tapınmaktan kaçınmak gerektiğini öğrendik.
Çok anlayışlı ve sezgili olarak canımızı ekmek kaygısından kurtarıp Hazreti Ali gibi canını ortaya koyup yiğitçe savaşmak gerektiğini öğrendik.
Şems Hazretleri bugün soyluluğunu gösterek geldiğini, onun gözüyle, onun aydınlığıyla zevk nedir görmemiz, etrafı bu şekilde seyretmemiz gerktiğini öğrendik.
Allah’ı övmemiz, istememiz, ihtiyaç halinde elimizi açıp Allah’ı övmemiz gerektiğini öğrendik.
Tanrı şarabı ikram eden Şems Hazretlerinin ikramıyla yüzümüzün ışıklanacağını, Ay’dan daha parlak olunacağını öğredik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretleri bu yolda olana soluğundan üfürdüğü zaman beynimize başka bir akıl bağışladığını, çok etken ve üstün fikirlerle dolu akıl sahibi olmamızı sağladığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
