14 Şubat 2022 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4040 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4040. Kıyastan (Karşılaştırmadan), deverandan (Baş döndüren dolaşımdan) başka yollar var ama meseleyi çözmeye yarayan bu yollar, fıkıh (Bir şeyi gereği gibi, iyice anlayıp bilme) bilgisini bilene de kapalı, hekime de, kendini yıldız (Astronomi) bilgini sanana da.


O şekilde de, bu şekilde de nice keskin düşünce, bahislere girişti, düşünceye daldı da Yed-i Beyza (Mucize elini) gösterdi.


Birçok farklardan bahsettiler;

Fakat hepsinin de yolları bağlandı;

Camiye yüz tuttular, orda, daha yüzlerce fark meydana çıktı.


Fikir sınırlıydı;

Toplayanın ayıranınsa sonu yok...

Sınırlı olansa sınırsızda yok oldu-gitti.


Yok oluş sarhoşluktur, yok oluşun ardında, mutlaka bir kendine geliş...

Gölge ne kadar uzarsa uzasın, ardında güneş vardır.


Bu, "Göğü dürer" (Enbiya suresi 104) sırrının dille anlatılamamasındandır;

Çünkü böyle ince birşeyin isbatı, varlığı yok bilmekle, yok etmekle olur.


Halbuki bu söz, varlığın parça-buçuğudur (Bütünlüğü sağlanamamış) yokluğa perdedir...

Birşeyi örtüsü olduğu halde apaçık göstermeyeyse imkan yoktur; Kabul edilmez böyle şey.


Sen, ne reddedilenden kaçıyorsun, ne kabul edilenden kurtuluyorsun; bırak şu işi, ne bahse sığar, ne nağmeye gelir.


Sen bırakırsın ama o bırakmaz ki seni...

Can, şu temel meseleden ne ayakta durmakla kaçıp kurtulabilir, ne oturmakla.


Can oturur;

O (Aşk) tutar, ayağa kaldırır canı...

Can ayağa kalkar, o tutar, secdeye çeker canı.

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                         ***

Neler öğrendik;

  1. Aşkın gereği gibi bilme ve anlama kıyas, fıkıh, psikoloji, yıldız bilgisine sahip olanlara kapalı olduğunu öğrendik.

  2. Keskin düşünceye sahip olanların düşüncelere dalıp tarif edemediğini, bahislere girişip öğrenmeye çalışıldığını, farklılıklardan yol bulunamadığını, birlik ruhundan anlamaya çalışıldığını, yine de yeterince anlaşılıp bilinemediğini, parlak bir elin kendini mucize göstermesiyle boş olmadığı gösterildiğini öğrendik.

  3. Sınırlı olan bir şeyin sınırsızlıkta yok olacağını öğrendik.

  4. Yok oluştan sonra mutlaka kişinin kendine geldiğini öğrendik.

  5. Allah’ın bazı sözlerinin dille anlatılamadığını, yokluğa perde olduğunu, başka bir görüş-akıl gerektiğini öğrendik.

  6. Aşkı kişinin bırakacağını ama aşkın onu bırakmayacağını öğrendik.

  7. Canımızın aşktan kaçamaycağını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Canımız otursa aşkın ayağa kaldırdığını, ayağa kalkmış canı tutup secdeye çekeceğini, aklın bu duruma uyacağını öğrendik, anladık.

                        *

RAVLİ

Popüler Yayınlar