(Mevlâna hazretleri Peygamber efendimizi anlatıyor)
3930. Hoca, iki kulağını tıka, geç benim sözümden...
Yoksa sözlerim varına-yoğuna yağma ateşini salar, yakar-gider.
Benden de geç, arslanları yıkan talihimden de...
Öyle yıldızım (Şems Hazretlerinin ışığı) var ki Adem'i de ışıtır, Havva'yı da.
Yeter, sus artık;
Çünkü ışığın gönüllere vurdu mu, gözle görünür bir hale gelir
de başa da vurur, ayağa da.
Hele a güzel, başın boyuna yeşersin, gönlün gülsün...
Hele a güzel, aşkın gönlü boyuna neşelensin senden.
Gama (Üzüntüye) tapan biri, seni görür de neşelenmez, sevinmezse boyuna başı yere eğilsin,
Yok - yoksul olsun, başı dönsün gitsin.
Başını eğince döner de geri gelirse iyi-kötü, hepsi de iyileşir;
Tek senin devletin hüküm sürsün, padişah olsun.
Ahmed'in (Peygamberimizin) ışığı dünyada ne bir ateşe tapanı kor (Koyar), ne bir cıfıtı (Hileciyi, düzenbazı)...
Devletinin (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına) gölgesi (Koruma altına alması), herkese vursun, ışıtsın.
Yol yitirenlerin hepsini de çölden alın yola getirin...
Mustafa (Peygamberimiz), ta sonadek Tanrı yolunun kılavuzu olsun.
Onun o güzelim hayali, gönüllere meş’ale kesilsin;
Onun o güzelim tuzluğu (Ağız tadı veren sözleri), hep bu sofranın (Gıda alacağımız yerin) üstünde dursun.
Güzelim meclisinde en değersiz sağrakta (Büyük kadehte) Kevser vardır...
Bizim de şişeye benzeyen gönüllerimiz, o meclistekilerle kadehdaş (Birlikte Tanrı şarabı içenlerden herbiri) olsun.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Hocaların Mevlevi öğretisini anlamadıkları, akıl erdiremedikleri, ezberlerinin dışına çıkamadıklarından uzak durduklarını öğrendik.
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini bulduğunu, Şems Hazretlerinin erkeklere ve kadınlara yollarını bulmaları için aydınlık verdiğini, insanlık geçmişini de aydınlatıp bilgi verdiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin ışığının kalpte oluşan duyguların kaynağına tesir ettiği zaman etkisinin gözle görünür olacağını, kişiyi olumlu değiştireceğini öğrendik.
Şems Hazretlerine olan aşkla alınan ışığın kişiyi gençleştirdiğini, yaşamı sevdirdiğini, devamlı duygularda neşe oluşturduğunu öğrendik.
Üzüntülerden beslenen, zevk alan kişi Şems Hazretlerinin gerçeğini görüp de neşelenmezse, sevinmezse o kişinin yok herkese zarar veren biri olacağını, böyle kişinin kendi kendini yok eden kişi olacağını öğrendik.
Kişi yanlış, mutsuz, neşesiz yaşamdan dönüp de Mevlana Hazretlerinin öğretisine sarılırsa kötü bir kişi bile olsa iyileşeceğini, Allah’ın iyiliklerinin bir şekilde Hazretler eliyle aktırılacağını öğrendik.
Peygamber efendimizin ışığını alan kişinin paraya, altına, mala, mülke, makama tapmaktan kurtulacağını, hilecilikten düzenbazlıktan temizleneceğini, koruması altına gireceğini öğrendik.
Yolunu yitirmişlerin kişi hayatlarını kurtarmak isterse Peygamber efendimizin kılavuzluk edeceğini Allah yolunu öğretilerek ebedi mutluluğa ulaştıracağını öğrendik.
Peygamber efendimizin hayalinin bile kalbimizde oluşan duygularımızın kaynağına ışık olacağını, aileye ağız tadı vereceğini, kevser şerbetinden içenler arasına sokacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin dostlarıyla Peygamber efendimizin dostlarının amaçlarının farklı olmadıklarını, farklı yoldan gidilse de Allah’a ulaşmak isteyenlerin yolları olduğunu, farklılık yerine amaç birliğini görmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
