30 Nisan 2020 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 1900 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşığı anlatıyor)

1900. İşten-güçten kaldı mı gam (Üzüntü), onu maskaraya alır (Gülünç duruma sokar):
Dostum, kimsecikler kalmasın işten-güçten.

* Kalender (Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse), işsiz-güçsüz görünür ama gizli işlere boş vermez (Görünmez, belli olmaz bir durumda olanlara ilgisiz değildir).

Önceden diken (Sertliklere, batıcı durumların) zahmetini çok çeker;
Sonunda her şey, gül kesilir (Güzelleşir) ona, dikene aldırış bile etmez artık.

Hani, ambarına buğday taşıyan karınca gibi...
Sonunda Süleyman olur, ambara boş verir.

Deniz gibidir o;
Hem işte-güçtedir, hem işsiz-güçsüz;
Her şeyi ondan elde ederler, oysa bu bağışa bile boş vermiştir.

Kalender (Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse), sarhoş (Kendinden geçmiş) bir halde gemiye girmiş-kurulmuştur;
Yoldadır, yürür-gider, fakat yürüyüşten geçmiştir de.

Bu şaşkınlık içinde, şu yolda çoğunu da görürsün;
Gemiden de vazgeçmiştir, denizden de.

Birçok ahmak (Aklını doğru kullanamayan) da vardır, gemiden korkar da oturur-kalır, denizi anıp (Hatırlayıp) sarhoş olur-gider.

A dostum, aşka dertceğiz gerek;
Dertle dopdolu bir gönül, sarıca bet beniz (Yüzü) olmalı.

Gönül derdi (Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatırlama ve başka kalpte oluşan duyguların kaynağı önemsemedikçe), iç yanışı olmadıkça özleyiş davan (Ülkün), soğumak olur doğrusu.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        *** 
Kalender:
Dünya ile alakasını kesen, Allah yolunda giden, manevi hakikatlerden zevk duyan bilgin derviş demektir.
Saç, sakal, bıyık ve kaşlarını sıfır numara tıraş ettirerek belli olan kişilerdir.
                 
Neler öğrendik;
1.    Âşık olan kişi sevgilisinin ne yaptığını bilip üzülmeyeceğini, üzülüp başkalarının kınamasına, eğlenmesine meydan bırakmayacağını öğrendik.
2.    Kalenderin pasif durmasının dikkatsiz veya akılsız olmasından olmadığını, her şeyin son-ucunun nereye vardığını bildiğinden sonuçlanana kadar takdiri beklediğini öğrendik.
3.    Fena iş yapanın son-uçta kendisinin de zarar göreceğini bileceğinden başına gelenden şikâyet etmeden ders alıp kabulleneceğini, böylece güzelleşeceğini öğrendik.
4.    Aşığın güzel işler yapıp büyüdüğünü, fakat bu yaptıklarına güvenip yoldan kalmadığını, beğenilmesine bile aldırış etmediğini öğrendik.
5.    Âşık kişinin iyi bir yere gemiye bindiğini, zahmetsiz yol aldığını öğrendik.
6.    Cesaretler yola çıkmayanın kendini hayalle oyalayacağını öğrendik.
7.    Âşığın onca olanağa sahip olmasına rağmen gene kendine dert, iş güç aramaktan vazgeçmeyeceğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Gönülden sevdiğimiz Allah ve Allah dostunu ulaşmaya amaç edinmemiz, özlem duyarak içimizin yanması gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar