(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1730. Düşmanın kulağına bir
şeyler söylüyordun da beni gördün, gizlendin;
Hatırla bunu.
Eteğine sarıldım;
Şöylece bir eteğini çektin de
gittin:
Hatırla bunu.
Sana, yumuşaklıkla sitemler
ediyordum;
Sense ağır sözler söylüyordun
bana, hatırla bunu.
Defalarca düştün;
Ben tuttum elinden senin:
Bir kere daha düşebilirsin;
Hatırla bunu.
Bu kul, seni incitirse canımdan
bezmiştim mi, bezmişim ben.
A işi-gücü, yolu-yordamı güzel
dost, bana can da sana kurban etmek için gerek, gönül (Sevgi,
istek, düşünüş, anma gibi kalpte oluşan duyguların kaynağı) de.
Gönlün incidir, söylemiyorsun ama
ta canımın içinden duyuyorum bunu.
Baharım geçer-gider, gönlümdeki
gül bahçesi dikenlerle dolar da nasıl bilmem?
Suçum, lütfuna (İyiliğine, yardımına) karşı, a canın secde ettiği
dilber, sakın yapma, sakın etme diye secdeye kapanıyor.
Lütfun (Önem
verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım), niceye bir (Ne zamana
kadar) diyor suça;
Suç (Yasalara
aykırı davranış) da bu defa da bağışla, bu defada bağışla, bu defa da
diyor ona.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin ayrılışı ile Mevlana Hazretlerinin özlem ateşine düştüğünü,
geçmişteki yaşadıklarını hatırladığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Önem
verilen sayılan birinden iyilik ve yardım geldiğini, yardım ettiği kişinin de
suçlarını bağışlaması gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ