20 Nisan 2020 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 1800 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1800. öylesine sarhoşum, öylesine sarhoşum ki bugün;
Kutlu (Uğurlu olan) nedir, firuze (Mavi renkli saydam olmayan şans getirdiğine inanılan değerli taş) ne, farkında bile değilim.

Her yolda yol, aklı-fikri başında olana gerek;
Bu yoldaysa Mecnun'dan (Leyla’ya âşık olan kişiden) başka kılavuz yok.

Sağsa Mecnun (Aşık kişi), gel de ona görülmemiş deliliği benden öğren.
Deli-divane (Çılgın, aşrı deli) olmak istiyorsan resmi, elbisene dik.

Halil (İbrahim Peygamber), o gün ateşe diyordu ki;
Benden bir kıl kalmışsa yak.

Ateş de ona, a padişahım diyordu;
Senin önünde sönerim ben, sen alevlen, sen parlat her yanı.

Cennet de, cehennem de iki kölen senin;
Tanrıdan gayrı (Başka) her şeyden korunmuşsun sen.

Birbiri ardınca Tanrı'dan al şarabı;
Âşıktan başkasının ağzı, değemez o şaraba.

* Dünyadaki hastalara sağlık ver;
Sen sıhhatle ne mehmuzsun (Mantar, küf, oksitsin), ne mâlül (Sakat, hastalıklı).

Çünkü söylemedik söz bile cana bellidir;
Artık gizli-kapalı söz, nasıl örtülü kalır?
                      ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***                   
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin gönlünde Allah’ı gören Mevlana Hazretlerinin sarhoşluk boyutuna geçtiğini, mutlu olmayı veya olmamayı önemsemediğini öğrendik.
2.    Allah’ı yaşarken baş gözü ile görmek için Allah dostuna âşık olmak gerektiğini, başka yol olmadığını öğrendik.
3.    Âşıkların dış görünüşlerine deliliği resmedip rahat ettiklerini öğrendik.
4.    Allah dostuna ateşin yanıcı özelliği olmadığını, cennet ve cehennemin emrinde olduğunu öğrendim.
5.    Allah aşkıyla olan sarhoşluğun Allah’ın ikram ettiğini, bu şarabın insan eli değmeden olan şarap olduğunu öğrendik.
6.    Aşık kişinin etrafına görünen ve görünmeyen şekilde sağlık verdiğini, küften, pastan, hastalıktan koruduğunu öğrendik.-
                    *
İşte böyle yaren;
Her şeyin söylenerek açıklanmadığını, söz gizli-kapalı söylense bile bir şekilde örtüsünün kalkıp görüneceğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar