(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1800. öylesine sarhoşum, öylesine
sarhoşum ki bugün;
Kutlu (Uğurlu
olan) nedir, firuze (Mavi renkli saydam olmayan şans
getirdiğine inanılan değerli taş) ne, farkında bile değilim.
Her yolda yol, aklı-fikri başında
olana gerek;
Bu yoldaysa Mecnun'dan (Leyla’ya âşık olan kişiden) başka kılavuz yok.
Sağsa Mecnun (Aşık kişi), gel de ona görülmemiş deliliği benden
öğren.
Deli-divane (Çılgın, aşrı deli) olmak istiyorsan resmi, elbisene
dik.
Halil (İbrahim
Peygamber), o gün ateşe diyordu ki;
Benden bir kıl kalmışsa yak.
Ateş de ona, a padişahım diyordu;
Senin önünde sönerim ben, sen
alevlen, sen parlat her yanı.
Cennet de, cehennem de iki kölen
senin;
Tanrıdan gayrı (Başka) her şeyden korunmuşsun sen.
Birbiri ardınca Tanrı'dan al
şarabı;
Âşıktan başkasının ağzı, değemez
o şaraba.
* Dünyadaki hastalara sağlık ver;
Sen sıhhatle ne mehmuzsun (Mantar, küf, oksitsin), ne mâlül (Sakat, hastalıklı).
Çünkü söylemedik söz bile cana
bellidir;
Artık gizli-kapalı söz, nasıl örtülü
kalır?
***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin gönlünde Allah’ı gören Mevlana Hazretlerinin sarhoşluk boyutuna
geçtiğini, mutlu olmayı veya olmamayı önemsemediğini öğrendik.
2.
Allah’ı
yaşarken baş gözü ile görmek için Allah dostuna âşık olmak gerektiğini, başka
yol olmadığını öğrendik.
3.
Âşıkların
dış görünüşlerine deliliği resmedip rahat ettiklerini öğrendik.
4.
Allah
dostuna ateşin yanıcı özelliği olmadığını, cennet ve cehennemin emrinde
olduğunu öğrendim.
5.
Allah
aşkıyla olan sarhoşluğun Allah’ın ikram ettiğini, bu şarabın insan eli değmeden
olan şarap olduğunu öğrendik.
6.
Aşık
kişinin etrafına görünen ve görünmeyen şekilde sağlık verdiğini, küften,
pastan, hastalıktan koruduğunu öğrendik.-
*
İşte
böyle yaren;
Her
şeyin söylenerek açıklanmadığını, söz gizli-kapalı söylense bile bir şekilde
örtüsünün kalkıp görüneceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ