1 Nisan 2020 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 1610 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1610. Âşık, yalnız bile kalsa yalnız değildir;
 Sevgilisiyle eştir-dosttur.

Âşıkların şarabi (Tanrı şarabı), gönülden coşar;
Gizillik âleminde aşka eş-dost olur âşık.

Aşk, yüzlerce vaadi (Söz vermesi) bile yeter bulmaz;
Zaten güllerinin hilesi de çok olur.

Bir aşığı hasta görsen de ne gam ona;
Güzel sevgilisi, hastanın başucunda değil mi ki?

Aşk atına bin yolu düşünme bile;
Çünkü aşk atı, pek rahvandır (Biniciyi sarsmayan yürüyüştedir).

Bir atılışta konak yerine götürür seni;
İsterse yol düzgün olmasın.

Aşığın canı, ot otlamayı bilmez;
Âşıkların canlan şaraba düşkündür.

Hem sarhoş, hem de adam-akıllı aklı başında olan gönlü, Tebrizli Şemseddin'den bulursun sen.

Evvelsi gün, o sevgilimin yüzü, ne de güzeldi;
Sevgilimin azarlayışı (Kötü sözler söyleyişi), nazlanışı (Kolayca gönlü olmaması, ısrar beklemesi) ne de hoştu.

O baştan geçenler, aklımda bile değil, yalnız şunu hatırlıyorum;
Ne de hoştu (Beğendiğim, duygularımı okşayan, zevk veren duygulardı).
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Aşığın her ne kadar yalnız gözükse de yalnız olmadığını, canı sıkılmadığını, âşık olduğu ile en azından hayali ile beraber olduğunu öğrendik.
2.    Aşığın başucunda daima sevdiğinin olduğunu, onun gözetiminde ve bakımında olduğunu öğrendik.
3.    Aşk yolculuğunda en uygun vasıtanın verildiğini, sevdiğine götürüldüğünü öğrendik.
4.    Âşıkların sarhoş olduklarını, aynı zamanda akıllarının başlarında olduklarını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Sevilenin azarlamasının, naz etmesini ondan uzaklaşma sebebi olmadığını, sevilmenin tadını çıkardığını, sevene de hoşluk verdiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV




Popüler Yayınlar