25 Nisan 2020 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 1850 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1850. Düşünce gemisini (Toplumsal gelişmeye bağlı olarak gelişen ruhen algılanabilen asıl gerçekliği) kır-gitsin (Etkisizleştir);
Deniz gibi bir avucun var bugün.

* Ayın'dan, şın'dan, kaftan bir baş çıkar (Harflerin etkisi, sihri ile uğraşma);
Çünkü yüzlerce adın var, o adlara da sahipsin bugün (Harflerle kendini sınırlandırıp küçülme).

Sus, söz neyini üfleme;
Mısırların var, şeker kamışlıkların var bugün.

A ağlayan mum, adam-akıllı yan-yakıl;
Kurtuluş çağı yakın gün ışımak üzere.

Karanlıklar zincirine kutluluk verecek, onları apaydın (Çok kültürlü, bilgili) edecek mum, mumları kurtaracak ışık, doğmak üzere.

* Zulüm (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, eziyet) de gizlendi, karanlıklar da;
Elif, hemzeli (Arapçada elifin adı) oldu mu gizlenir -gider(Elif beni karıştırma, hemzeyi desteklemeye geldim).

Yorumları (Sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturmayı) da güneşten işit, düş yormasını da (Rüya tabirini de);
Rüyada gizli-kapaklı söz duymadın mı sen?

Söyleyen ışığın anlatışı böyle olur;
Ne dudak vardır, ne ses vardır, ne ağız vardır.

A dostum, Ay gibi beden bulutundan sıyrıl, çık da yüzlerce iksiri (Hayatı ölümsüzleştirme, madenleri altına çevirmeyi ve başka olağan üstü etkiler oluşturan sıvıyı) güneşten öğren.

Yeni Ay'da, dolan Ay da, sabah-akşam, güneşin ardından zağar gibi bu yüzden koşar-durur.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***                   
Neler öğrendik;
1.    Toplumun doğru ve geçerli kabul ettirdikleri ile belirli sınırda olduklarını, bu ezberden kurtulmak ve bu sınırından çıkarak, yok sayarak gerçek gelişmeyi sağlamamız gerektiğini öğrendik.
2.    Harflerin etki ve baskısından kendimizi kurtararak doyurucu, tat verici Mevlana Hazretlerinin varlığına doğru yol almamız gerektiğini öğrendik.
3.    Büyük ışık kendini gösterdiği göreve başladığı zaman küçük ışığın görevinin sona erdiğini öğrendik.
4.    Karanlıktaki harflerin, sözlerin, anlatımların aydınlık olunca aldatıcılığının kalmayacağını öğrendik.
5.    Bir yazının veya bir sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturacak, rüyayı yorumunu yapacak akıllı ve dosta yaptırmak gerektiğini öğrendik.
6.    Vücuduna çok bağlanmış kişinin gözüne koyu bir gözlük takmış gibi aydınlıktan kendini mahrum eden kişi olduğunu, vücudunu çok önemseyen kişinin aydınlığı engellediğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Gündüz güneş, gece ay ve insanların icat ettiği aydınlatma vasıtalarından faydalanarak gidiş yolumuzun aydınlık olmasını sağlamamız, düşüncelerimizde üzüntüden, sıkıntıdan, perişanlıktan kurtaracak, gereğince anlaşılıp bilinmeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan durumdan kurtaracak akıllı, dost, aydın kişi bulmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar