(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1640. Hiç kimsecik, aşkını
gizleyemez;
Aşkın, layık (Uygun, yerinde) değildir bize, utanır (Sıkılır, çekinir) bizden ama gene de böyledir işte.
Ayrılığın, ateşlerle dolu bir
mağaradır;
Acaba bir gün gelecek mi ki bu
mağaradan başımı çıkarayım.
İnkârından (Kabul etmemekle, tanımazlıktan gelmekle) perdeler
meydana gelmede;
O güzelin inkâra döşenme (Kötü sözler söyleme ve yerme) sakın.
Yusuf’un (Güzellik sembolünü) yüzünü bir kurt gibi görüyordun hani;
Çünkü o haset (Kıskançlık, çekemezlik) perdesi, böyle göstermedeydi o
yüzü sana.
Hasetler (Kıskançlık, çekememezlik), insan canından kopar, gelişir;
Melek ol, insan şeklini
bırak-gitsin.
O garaz (Gizli
düşmanlık) tohumları, nefsin gıdasıdır:
Ektin mi, çaresiz biter.
Öküz, bülbül gibi ötemez;
Aklı-fikri başında olan akıl,
sarhoşluğun zevkini bilemez.
Ne kurttan, Yusuf’un güzelim
yüzündeki letafet (Güzellik, hoşluk, incelik) doğar,
ne tavus kuşu, yılan yumurtası yumurtlar.
Yarın, öbür gün diye-diye şu
yankesici (Hissettirmeden ustalıkla bir şeyler çalan)
nefis, ömürleri aşırır-durur.
Bütün ömrün, bugündür ancak,
başka gün değil;
Sen şu düzenbazın (Hile yoluyla aldatanın) vadesine inanma.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Aşkın gizlenemeyeceğini, normal insanın aşka layık olmadığını ama yine de vazgeçmediğini
öğrendik.
2.
Aşkın ayrılık acısının insanı pişirdiğini, hamlıktan
kurtardığını öğrendik.
3.
Ayrılık ateşinin sadece acı verdiğini düşünenlerin
gerçekleri göremeyecek perdeleri kendilerinin oluşturduğunu öğrendik.
4.
Kıskanç bir kişinin melek yüzlü birini kurt yüzlü
olarak değerlendirip aşağılamaya çalışacaklarını öğrendik.
5.
Gizli düşmanlık düşünmeye başlayınca nefsimizin emir
ve kontrolüne girmiş olduğunu bilmemiz gerektiğini öğrendik.
6.
Her canlının farklı yeteneği olduğunu, öğrendik.
7.
Zevkin sarhoşluğunu aklı-fikri başında olanın
bilemeyeceğini, içmeden sarhoş olmanın herkese nasip olmadığını öğrendik.
8. Nefsin, zevkin sarhoşluğuna insanı bırakmadığını, bugün-yarın diyerek ömrü tükettiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Bütün ömrümüzün bu gün
olduğunu, sonraki zamana kendimizi bırakmamak gerektiğini, anı yaşamanın önemini anlamak gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ