16 Haziran 2019 Pazar

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5280 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5280. Bülbül, sırlarımı (Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyeni) işit dedi;
Ten aklı başında bir sarhoşum;
Gönlümün rahatı-huzuru olan o sevgilide yok olmuş-gitmişim;
Şu gönlümdeki rahatı-huzuru, bundan anla.

Ne bu sarhoşluk, şu sarhoşluklara benziyor;
Ne bu akıl, şu akıllara (Benziyor);
Bunlar gölge, oysa güneş;
Bunlar aşağılık, oysa (O ise) dam (Yapıyı dış etkenlerden korumak amacıyla yapılan örtü).

Dünyadakilerin akıllarına, bu sarhoşluktan (Tanrı şarabından) bir yudumcuk dökülse ne âlem (Ortam, çevre) kalır, ne âdem (İnsan) kalır;
Ne zora katlanış (Sıkıntı, güçlük, baskı) kalır, ne bencilik (Yalnız kendini düşünmek, kendi çıkarını herkesinkinden üstün tutmak) kalır.

Gâh (Bazen) onun gözüyle sarhoşum, gâh (Bazen) şekerlerine gark (Tatlılıklarına batan) olur-giderim;
A gönül, sonucu kendine gel;
Zaten şekerle badem içindesin sen.

Fakat - terci'in beşinci bendine, Tebrizli Şemseddin, hadi söyle deyip izin vermedikçe giremeyeceğim.

Bana, hadi, söyle;
Ben gamlıyım (Üzüntülüyüm), sense bal arısısın (Çiçeklerden bal özü toplayansın) ;
Söyle de kanın bal (Tatlı besleyici) olsun, mumun nur (Bal mumun kuvvetli ışık veren) kesilsin der.

Can bahçesinin arıları yüzünden dünya, balla, mumla doldu;
Şu düğünün ehliysen baldan, mumdan kaçmazsın elbet.

Yabancının (Aynı türden, aynı çeşitten olmayanların) bağından bal toplama;
Balın bozulur;
Yabancı arılara bakma;
O, düşmandır, sense çır-çıplaksın.

Şu çirkin, öylesine güzellikten ne de güzel bir hâle gelmiş;
O kadar uzak olduğu halde şu gözde, o güneşten nasıl da bir ışık var.

A gönül, dikeniyle bağdaşmaya (Bizi yetiştirenin batıcı sözlerine uymaya, uyuşmaya) bak;
Çünkü onun gül bahçesi, miskin amma (Çok uyuşuk olana) zahmetsiz buluşmaya imkân yok deyip duruyor.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Aşkın konuşma dili olan kuşdili, sırlarla dolu olarak ve sarhoşluk perdesiyle kendilerini gizleyerek sevgilide yok olup giderek rahatı ve huzuru bulduğunu, yabancı olanlardan, kıskançlardan bu şekilde kendilerini korunduğunu öğrendik.
2.    Aşkın sıradan insanların aklından ayrı akıl olduğunu, sarhoş söz ve davranışların üzüm suyundan yapılan şarap içmeleriyle olmadığını, yabancı olanların sırlarını anlamamaları için kendilerini böyle bir koruma altına aldıklarını öğrendik.
3.    Tanrı şarabından ağzına bir damla damlayanın zorluklardan ve bencilliklerden kendini kurtarıp, dünyanın ve insanların verdiği sıkıntıdan kurtaracağını öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerine Şems Hazretlerinin söyle demesiyle bize kuvvet veren, hastalıklarımızı iyileştiren, ağzımızı tatlandıran, sanılardan kurtaran, yaşamımızı aydınlatan nurlu sözler söylemeye başladığını öğrendik.
5.    Mevlana Hazretlerinin yabancıların değil dostlar bahçesindeki çiçeklerin özlerini bir araya getirerek bal yaptığını, kovanı balla doldurduğunu öğrendik.
6.    Mevlana Hazretlerine sevgiyle bağlanmış, aşkı öğrenen kişinin vücudu çirkin bile olsa güzel bir hale geleceğini, gözünün Şems Hazretlerinden aldığı ışıkla gören olacağını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Yetiştiren kişi yetiştirdiğinin bile farkında olmadığı acı veren yanlışları ve hataları ortaya çıkarmasıyla ve yok etmek için müdahale ederek yok etmesinin başka bir acı vereceğinden yetiştiren ile anlaşmaya, uzlaşmaya çalışmak gerektiğini, çünkü yetiştiren kişinin gül bahçesi zahmetsiz bir araya gelinmeyeceğini bilmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar