7 Haziran 2019 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 5190 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

5190. Gönlüm, kendine geldi;
Şikâyeti (Hoşnutsuzluğu) bıraktım;
Bir canın düşmanıysa ne çıkar?
Binlerce can bağışlar gönül, ona.

Kızgın bir kadıyım (Yargıcım) ben;
Sevgili, can istiyor, can da sevgiliyi aramakta;
İki düşman da hoşnut.

Can bir zerredir (Küçük bir parça), oysa Zühal (Satürn) yıldızı (Otorite, disiplin, zorluk, soğukluk, sorumluluk, sabır ve sebat);
Can meyvedir, oysa bağ-bostan (Meyve bahçesi);
Can katredir (Damla), oysa umman (Okyanus);
Can habbedir (Tahıl tanesi), oysa maden.

Sözü, kabuk içinde, gizli-kapalı söylüyorum;
Bu sözün canı aşk;
Ne düşünceye sığar, ne söylemeye imkân var.

Sus, dünyaya benze (Ortak nitelikler oluştur), onun gibi sus, sarhoş ol, başın dönsün;
Dünya, kör-kütük sarhoş değilse ne diye düşüp kalkmada?

A gönül, senin can perdenin ardında bir bölük halk gizlidir ki onların hepsi de teklik kılıcının (Tevhit) yarasıyla hem can kesilmiştir, hem de cansızdır.

Sen eksikten, artıktan bahsetmiyorsun;
Niceye bir düşünüp duracaksın?

Gel de kendinden (Benlikten) geçiş dinine (İnanılıp, bağlanılan düşünceye)  gir;
Onlar da kendilerinden geçmişlerdir de birbirlerine akraba olmuşlardır.

Ne denizler içerler-sömürürler de denizler gibi coşarlar-köpürürler; Susarlar amma bilgi sahibidir onlar, bilirler.

O mercanlarla dolu denizde can gibi bir topluluk var;
Boyuna dönen gök kubbenin ardında can Burâk’ını (Yücelere götüren biniti) sürüp dururlar.

A oturamaklı (Hareketsizleşmiş) derviş, kendine gel, tez canlı ol, ona uy da daha çabuk davran;
Erlerin meclisine geç-otur;
Onların hepsi de rint (Gönül eri) canlardır (Mevlevilerdir).
                   ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri gönlünün çok istekleri olduğunu,  istediklerini elde edememekten dolayı şikâyetçi olduğunu, fakat şikâyetten de şikâyetçi olarak vazgeçtiğini, binlerce can bağışlayan gönüle sahip Şems Hazretlerine sevgiyle gönlünü bağışlayarak çok istekten kurtulduğunu öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin kendisine can verecek olanı aradığını, Mevlana Hazretlerinin de can vereceği kişiyi aradığını öğrendik.
3.    Aşka karşı canın küçük olduğunu öğrendik.
4.    Dünya gibi hem güneşin hem de kendi etrafımızda dönmemiz (Sema),  bu dönüşten sarhoş olmamız gerektiğini öğrendik.
5.     Allah’ın birliğine inanmış, bir araya gelmiş, gizlenmiş çok etken kulların olduğunu öğrendik.
6.    Benlikten kendini kurtarıp aşk öğretisine girenlerin gerçek birbirine akraba olanları bulacaklarını öğrendik.
7.    Aşk öğreten ile Allah aşkına bağlanan kişilerin suskun olduklarını, doğru bilgi sahibi olarak bilgin kişiler olduklarını öğrendik.
8.    Bunca kalabalık içinde çok özel bir topluluğun olduğunu, bunların yücelere gidip geldiklerini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Din, iman, ahlak yolunda ilerlemek isteyen kişinin karşısına koca denizlerin, uçsuz bucaksız gökyüzünün kendini gösterdiğini, bu durum karşısında ne yapacağını şaşırıp oturup kalmamasını, Mevlevi topluluğunun içine korkmadan girmesi, onlardan birisi olmak için çalışması gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
(Yaren,
İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, değerli ile değersizin, faydalı ile zararlının birbirine karıştığı, çocuğuna bile tesir edemediğin bir zamandan rüzgâr hızıyla geçiyoruz.

Kişi sözle söyleneni, gözle gördüğünü ayırt etse bile bunun ne manaya geldiğini anlamamakta, kendisine ve ait olduğu topluma ne kadar zarar vereceğini umursamaz duruma geldiğini görmekteyiz.

Ayırt etme ve doğruyu seçip yüceltme özelliğimiz elimizden alınmak için savaş verildiğini görmekteyiz.

Allah daha da yardımcımız olur da toplumumuz bu hastalıktan kurtulur inşallah.
Allah yardım etmeseydi bu saldırılardan ayakta durmamız imkânsızdı zaten.)
                *
RAV

Popüler Yayınlar