(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
1950. Sen şu perdeden yüz gösteresin diye hepimiz
de sarayının kapısında beklemedeyiz.
Aşinalar
(Bildiklerin-tanıdıkların) meclisinde, senin
yüzünün şarabıyla (Yüzünü görünce sarhoş olarak)
kendimizden geçmiş-gitmişiz.
A
dostum, şaşırıp düşman gibi öldürme bizi;
Son-ucu,
bildiğiz (Birbirimizi bileniz) seninle.
*
Fakat bizi öldürmeye razı olursan ona da diyeceğimiz yok;
Hepimiz
de senin razılığına (Kabul edişine) kuluz-köleyiz
(Sevgi ve dostluğa devam eden, hizmet eden) biz.
A
periden (Güzellikten) doğan, Süleyman yüzüğü (Hükmetme gücü) bizde amma ayağının bastığı toprağız
gene de.
A
Tebrizli Şems, canlara sen;
Hepimiz
de kulun-köleniz, yoksulunuz senin (Sana muhtacız).
Ezelden
(Başlangıcı belli olmayan zamandan) beri diri
olan, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, daima tedbir ve tasarrufta bulunan
Tanrıya and olsun ki ışığı, aşk mumlarını yaktı da yüz binlerce sır,
bilindi-anlandı (Anlaşıldı).
Onun
bir hükmüyle dünya, âşıkla, aşkla, hükmedenle, hüküm yürütülenle dop-dolu bir
hâle geldi.
Tebrizli
Şems'in tılsımlarında (Doğaüstü işler yapabilen gücünde)
da şaşılacak hazineleri gizlendi.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin yüz binlerce sır vererek ışığı ile
hazır olan âşıklara dünyayı aydınlatacak ışık veren âşıklarla doldurduğunu ve
doldurmaya devam ettiğini öğrendik.
2. Şems Hazretlerinin iyi düşünceleriyle dünyanın aşkla,
aşıkla iş yapan insanlarla dolu hale getirdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin yüz binlerce sırrı açıkladığını, bu sırları uygun olmayanların,
yabancı olanların anlamaması için de gizlediğini, gizlice aşığa öğrettiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ