(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
1760.
Kaleminin (Kaderi yazanın) önünde teslim olmuş-gitmiştir;
Sen
de gâh (Bazen) kaplan resmi yaparsın onu, gâh
fare.
Her
odun, donmuş gibi görünür amma her biri, tencere gibi kaynar-durur.
Mercan
köşkler bile, zerre-zerre, gizli naralar atar, kuş gibi öter.
Sırları
duyma vakti geldi;
Tanrı
kulağınızı çekiyor sizin.
Vakit
geldi;
Yeşiller
giyinmiş kubbenin sayvanından yeşillere bürünenler de geliyorlar.
Can
İsa'sı, kuzgun (Karakarga) gibi aç;
Eşeği
de susam yiyip geviş getirmede.
Eşek,
bütün susamları yerse kandil için neden yağ çıkaracağız?
Güneş,
akrep burcuna gidince, buluttan, sisten, dünyanın yüzü kararır.
A
güneş, koyun (Koç) burcuna dön;
Güzün
de alnını dağla, kışın da.
A
güneş, sen koyun (Koç) burcundayken cansın;
Yer,
seninle yeşerir, bağ-bahçe seninle güler. 1
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Allah’ın insan kaderinde değişiklik yapacak nasıl bir
yaptırım gücü varsa, bu yetkiyi Şems Hazretlerine verdiğini öğrendik.
2. Allah dostlarının sakin olduklarını görünce pasif biri
sanmamamız gerektiğini, içlerinde sayısız hareketler olduğunu öğrendik.
3. Suskunluğun bile haykırmasının, sessiz çığlığın
olduğunu öğrendik.
4. Sessizliği dinleyenin sırları duyacak seviyeye ve
yetkiye geleceğini öğrendik.
5. Allah dostlarının yeşil giysiler içinde uygunluğa
ulaşanları ziyaret edip onları olgunlaştıracak hediyeler vermek için
geleceklerini öğrendik.
6. Aç gözlü, kaba ve düşüncesizlerin fayda verecek işler
yapamayacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretleri kaderimizi değiştirmek için kapılarını açtığı gün yeni her türlü
başlangıçları yapabilecek gücü kendimizde bulabileceğimizi, temizlik yaparak,
maddi ve manevi gereksiz yüklerden kurtulma zamanı geldiğini, korkusuz ve
savaşmaktan, yeri geldiğinde kavga etmekten hiç çekinmeyeceğimiz, dürüstçe
davranacağımız, hızlı düşünüp ve harekete geçmek zamanının güneşin koç burnuna
girdiği zaman olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ