3370.(
Mevlana Hazretleri Âşıkları nasıl tanıyacağımızı
anlatıyor)
Âşıklarla
düş-kalk, daima aşkı seç;
Âşık
olmayana bir an bile eş-dost olma.
Sevgili,
lütfetti (İzin
verdi de) de yüzünden yücelik
perdesini açtıysa yürü, örtüsüz bir surette yüzüne dal, seyre bak.
Yüzünde
onun yüzüne ait izler bulunan kişinin yüzünü gör, alnında güneş parlayan güzeli
seyret.
Güneş
onun yanaklarına yanaklarını koymuş, ona öylesine bir ışık vermiştir ki yüzünü
görünce Ay bile kendinden geçer de yerlere döşenir.
Alnına
dökülen saçlarında “ Ancak sana taparız” ayeti
yazılıdır, gözlerinde “ Ancak senden yardım isteriz”
bakışı vardır (Fatiha suresi 5).
Bedeni
hayale dönmüştür, kansızdır, damarsızdır;
İçi
de, dışı da tamamıyla sütten ibarettir, baldan ibaret.
Eşsiz
sevgili onu o kadar çok kucaklamıştır, öylesine bağrına basmıştır ki o, artık
sevgilinin kokusunu almıştır, bırakmıştır şu toprağın kokusunu.
Bir
sabahtır, beyazlığı yok;
Bir
akşamdır, rengi boyası yok, bir zattır, yanı-beli (Çevresi)
yok;
Bir
yaşayıştır o, bu yaşayışa benzemez.
Güneş,
hiç gökyüzünden borç ışık ister mi?
Nasıl
olur da gülfidanı yaseminden koku ister?
Balık gibi konuşma, deniz suyu gibi arı-duru
bir hale gel de çabucak inci, mücevher hazinesine emin (Hazinenin baş
görevlisi) ol.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
**
Neler
öğrendik;
1.
Allah âşıklarının sıradan bir kişi olarak görüldüğünü, dikkatli bakıldığında
kendisini bu dünyaya ait olmayan bir duruş, bir yaşayış içinde olduklarını
görebileceğimizi öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah âşıklarından biri olmak için susmanın değerini
bilmemiz, saf tertemiz olmamız, yabancı şeylerden arınmış katışıksız olmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ