3450.(
Mevlana Hazretleri Âşıklarına Şems Hazretlerini
anlatıyor)
Ona,
candan ne haber dedim, ne âlemde o?
Canın
da senin cihanından bir haberi yok, cihanın da.
Neymişsin
yani, aslın neymiş senin?
Nasıl
bir incisin sen, madenin ne biçim madenmiş?
Kılavuzum
aşktı, o çekti, götürdü beni sana, önce aşka kulum köleyim, sonra sana.
Kanlarla
dolu gönlüme, bu da kimin diye el attı;
Utandım
amma gene de dedim:
“Senin”
Gözü
gözüme ilişti de bu da ne dedi:
“
A Ay yüzlüm” dedim, “Senin inciler saçan iki ıslak terü-taze (Çok taze) bulutun”
Safran
gibi sararmış yüzümü kanlara bulamış, laleliğe dönmüş gördü de” A gül yüzlüm” dedim, hepsi de senin izin (Vermenle oluşan) senin eserin.
Nerde
kokladınsa beni, kendi kokusunu duydu;
“
İyi bak da gör “ dedim, canına and olsun, böyleyim işte.
Ey
Şemseddin!
Ey
Tebriz’in övüncü, canımız, oturup senin tortulu şarabını içenlerin halkasında.
A
utancından yüzü gül gibi kızaran, neden çekiniyorum ben, senden mi, utancından
mı?
Gül
bahçesi, yüzünü gördü de yüzlerce renge boyandı, ne diye utançtan gül gibi
yüzün kızarıyor senin?
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
**
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin kendisine ruhsal ve zihinsel yol gösterinin ışık tutanın Allah
aşkı olduğunu öğrendik.
2.
Kılavuzluk yapan
aşkın doğruca ustası olan Tebrizli Tanrı Şemsine götürdüğünü öğrendik.
3.
Aşkın ve onun
ustasının önce kendisine ilgi göstereni sevgiyle bağlayıp hizmet eden bir
yapıya soktuğunu öğrendik.
4.
Bu değişimde
kendimizi ve Mevlana Hazretlerini ve dostlarını tanıyacağımızı, aynı renge
bürünenlerin topluluğuna yaklaşacağımızı öğrendik.
5.
Çekinmeden,
utanmadan Mevlana Hazretlerinin önerdiklerini yapmamız, kendi utancımızdan
kurtulmamızın bu iş için çok gerekli olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Biz büyüklerimizin önerilenleri yapmıyorsak, bir
renkten diğer renge kendinizi taşımıyorsak, utancın baskısında kalmışsak;
Kendimizden geçip sarhoş olamayacağımızı, büyüklerin
bulundukları toplulukta yer edinemeyeceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ