2080. Cevir (Eziyet, üzüntü),
cefa (Sıkıntı) buysa nice vefa(Sevgiyi sürdürme, sevgi ve dostluk bağlılığı) ekinine
(Kültürüne) kesat (Yokluk, kıtlık)
düşmüştür.
A gönül, ne duruyorsun?
Onun cefasına (Verdiği sıkıntıya)
karşı canınla oyna, can ver o cefaya (Sıkıntı çektikten
sonra oluşan rahatlığın ve mutluluk kalıcı olur).
Bu gün öylesine sarhoşum ki tamamıyla kendimden
geçmişim, dostum, tut elimden, nerdeysen oraya çek beni.
Sana ne gerekse gökler onu doğurur (Meydana getirir), hemen sunar sana;
İncin (Şekli değişmeyen
değer) azalır mı hiç, zaten denizin ta dibindesin (Derinlere dalmış, kaynağına kavuşmuşsun).
Canım benim, her gözbebeği, sayende adam oldu;
Zaten ey görüşün (Görüş ve
düşünce ileri sürenlerin) özü, anlayışın temeli, sen olmadıktan sonra
gözün ne değeri var?
Ey can, sarhoşluk devletiyle el çırp;
Varsın, sağ-esensin, hem de birlik âleminin ta
içindesin, ne de hoşsun ya.
A can (Ölümsüz olan hayat),
ne diye korkuyorsun?
Cansın, ten değilsin (Ten
gibi bir zaman sonra toprak olmayacaksın), nefis değilsin (Vücudunun hissi istekleri değilsin) sen.
Beden, korku madeni (Kaynağı)
olagelmiştir, sense zevksin (Hoşa giden veya çekici bir
şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygusun), neşesin (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinçsin),
seyirsin (Hoş bakma yerisin), seyransın (Gezme, gezinti yapma yerisin).
A gün, ne de güzel bir günsün, neşeyi, çalgıyı
artırdıkça arttıran bir mumsun, bir gün ona can ulaştır, ağırla, rızıklandır (Yiyecek, içecekle besle) onu.
A sabah çağı, öylesine bir nefesin var ki uyanıklık
sermayesi;
Gönülleri uyuyakalmış olanlara İsa nefeslerini üfür
(Allah’ın Büyük ismini söyleyerek uyandır, canlandır).
Ey Tebrizli Tanrı Şems’i, doğudan bir göründün mü güneş
bile bir yıldız gibi nuruna dalar, görünmez olur.
Şu niyetteyim: Sevdalara dalayım;
Fakat deli-divanenin gönlüne nerden niyet sığacak,
del-divane, nerden kurduğunu yapacak?
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Şu anda
yaşadığımız hayatın bize kalıcı zevk ve mutluluk vermediğini, kalıcı zevk ve
mutluluk kazanmak için Mevlana Hazretlerinin önerilerine katılmamız gerektiğini
öğrendik.
2.
Aklımızın doğru
şekilde kullanılması için, doğru yola girip doğru görüşe ve doğru yaşamı bulup
ebedi mutluluğa kavuşmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allah dostlarının
bize önerdiği yolun zahmetine katlanıp sonra da zevk ve huzura kavuşmamız
gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Bir derdimiz olması, diğer dertlerden kurtulmak için
âşık olmamız ve aşk sanatını Allah dostlarından öğrenmemiz ve yaşamamız
gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
*
RAVLİ