1900. (Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerini anlatışı)
Ey şekerler gibi gülen padişah!
Ey her dirinin zevki, neşesi, gönül dediğin kimdir?
Senin kulun (Sevgiyle
bağlanmış emrini bekleyen kişidir)
Can dediğin kimdir?
Senin tutkunun (Gönül
verdiğine, bağlandığına alışmış kişidir).
Gönüldeki zevk (Hoşa giden
ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu),
tatlı şarabından senin.
Candaki şevk (İstek, heves),
coşup köpürmenden (Heyecanlandırmandan, içten içe kaynatmandan,
aşırı duygulandırmandan) senin.
Kulağını bana ver de ağyar (Başkaları,
yabancılar) duymasın.
Can da, beden de senin bağından-bahçenden güller
devşirdi (Güzelleşti), eteğini güllerle doldurdu
(Güzellikleri topladı);
Yaseminlikte salına-salına (Uyumlu
hareketlerle ilerledi) gezmeyi senden öğrendi.
Öyle bir ümide kapılmış da kulağını kaşıyıp duruyor;
Umduğunu bulacağına da emin, evet kereminden (Büyüklüğünden, asaletinden, soyluluğundan) bunu umuyor
(Olmasını istiyor, bekliyor) o.
Sayende bilgin kesildim de çenge (Kanun çalgısına benzer, dik tutularak çalınan çeşit saza)
döndüm sevgili;
Hele ey ulu bilgin, bir de bu çeşit feryadı dinle.
Sonucu yanakları yalım-yalım (Alev-alev) aşk, şunu söylemede;
Sus, gönlüm gürültüsüz-patırtısız, harfsiz-sessiz
bir söz istiyor.
Ne diye uyanıkların halkasına seyir-seyran için
giriyorsun?
Göğsünü kapatmazsan (Kendini
korumazsan) öylesine bir ok yersin ki.
Bu halkada başını eğ, gönlünü daha da kuvvetli tut,
inan ki sınıkları (Yenilmişleri, bozguna uğramışları)
onarma kürsüsünde güçlü-kuvvetli bir padişah oturuyor.
O andan kurtulmak, her an, bazı-bazı lâ’l renkli (Parlak kırmızı) şarabından, bazı-bazı zevkler, neşeler
veren kadehinden sarhoş olmak istiyorsan;
Ağzını aç, fakat şarapta tortu, çer-çöp (Yararsız, pis veya zararlı, ufak-tefek, süpürülüp atılacak
döküntü) aramaya kalkışma;
Ayıklık (Sarhoşluk veya
baygınlığı geçmiş), uyanıklık (Yapacağı işi
bilen, dikkatli ve tetikte olan), şarabında nerden çer çöp olacak?
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems Hazretlerini
Mevlana Hazretlerinin gözünden, sözünden, bakışındaki derinliğinden,
gizlenenleri ortaya çıkarışından öğrenmemiz, aşkın gücünü ve yüceliğini hayata
geçirmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Asil, soylu büyük
kişiye tutkulu bir sevgiyle bağlanmamız, hizmetine her an hazır olmamız
gerektiğini öğrendik.
3.
Gönülden gönüle
görünmeyen bir yol olduğunu, gönülden sevdiğimiz zaman harfsiz, sözsüz, ağız ve
kulağa ihtiyaç olmadan iletişim kurabildiğimizi, anlayışın sağlandığını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkla sevilmeye lâyık olan kişiyi sevmekle, onun
dostluğunu kazanmakla yapacağı işi bilen, dikkatli kişi olacağımızı,
yararsızlıktan, pislikten, zararlı şeylerden kurtulacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ