21 Şubat 2016 Pazar

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2070 İNCİ BEYİT

2070. Ey Tebrizli Tanrı Şems’i, cana (İnsana) ne şekerler (Tatlılık, içtenlik, sevimlilik) dökersin sen;

Tertemiz canlar (Mevleviler), senden başkasıyla uzlaşmazlar, senden başka hiç kimsecik onları huzura kavuşturamaz.

A hercai (Sevdiğini devamlı değiştiren) âşık, küpe (Geniş karınlı, dibi dar toprak kaba) başını koy, ayık, akıllı kişilerle düşüp kalkma, kavgacı kişilerle dost olma.

Ayık olan, aklı başında bulunan kişi, küpe benzer, savaştan, kavgadan başka bir şey bilmez;
Hâlbuki sen Ashâbı Kehf’in köpeğinin cinsindensin (Müminlerin peşini bırakmayan yapıda olansın), savaş, kavga yok sende.

O akıllı köpek meyhane (Mevlevi tekkesi) kapısına başvurdu, çünkü şekeri de o tapıda  (Yerde) gördü, tatlılığı da.

Hocam, şu güzelim yerden dışarı çıkma;
Seyir-seyran burada, sen de seyir-seyran ehlisin.

Nice çalgıyla neşelenip sarhoş olan var ki ahengi bıraktı da o helvalar yiyen tatlı, güzel dudaklara düştü gitti.

Başını küpe daya, testiyi küpün yanına koy, sıçrayıp kalkacaksan sıçra, kalk, küpün yanına var a kavgadan, gürültüden sarhoş olmuş kişi.

Sevgili, bir bak bize, bakışların, görüşlerin canısın çünkü sana nasıl gönlümü aldın diyebilirim ki gönlümüzün ta kendisisin zaten.

Gönlümüzü ayaklar altına aldığın zaman canlar neşelenir, ayak vurarak raksa girer;
Gönlümün ciğerini yaraladığın zaman gönül adeta ballar yer, şekerler çiğner.

Kollarını saldın da oyuna girdin mi beden, canını verir sana.
Cilvelendin, oyunlara giriştin mi ölüye bile bir tuhaf hal olur, canlanır adeta.
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
 
                         ***
Ashâbı Kehf: Mağara arkadaşları anlamına gelir,
Rivayete göre Dıkyanus adlı hükümdar hükmettiği halkı puta secde etmeye zorlamış.

Yedi kişi, bu harekette bulunmamak için kaçmaya karar vermişler ve şehirden çıkmışlar.

Kıtmir adlı bir köpek de peşlerine takılmış, kovmuşlar, taş atmışlar, hatta ayağı kırılmış, fakat gene peşlerini bırakmamış.

Bunlar da hoş görmüşler, köpekle beraber bir mağaraya sığınmışlar.
Orada Tanrı, bunlara bir uyku vermiş, tam 309 yıl uyumuşlar.

Yel bir yanları çürümesin diye Tanrı emriyle sağdan sola, soldan sağa çevirmiş.

Köpek de mağaranın ortasında, ön ayaklarını yere yayıp uykuya dalmış.

309 yıl sonra uyanmışlar, bir gün uyuduklarını sanmışlar.
Sonra güneşe bakmışlar, henüz batmadığını görünce yarım gün uyumuşuz demişler.

İçlerinden birini bir şeyler almak için şehre yollamışlar.
Adamın verdiği para geçmemiş, üç asır önceki para olduğunu anlamışlar.

Zamanın hükümdarı iman sahibi imiş, duyunca bunları ziyaret etmeyi kurmuş.

Halkla beraber o adamla mağaraya gitmişler, fakat mağaraya girince Tanrı, bunları köpekleriyle beraber sırretmiş (Kehf suresi 9-26)

Neler öğrendik;
1.    Tatlılık, incelik, anlayış isteyenin Şems Hazretlerinin özümüze dirilik, güç ve yaşam sunduğunu, temiz kişilerin kolayca anlayıp anlaştığını öğrendik.
2.    Akıllı kişilerin savaş ve kavgadan başka bir şey bilmediklerini öğrendik.
3.    Akıllı kişilerden Allah dostlarına yakın ve dost olanların sevimliliği, hoşluğu, şirinliliği elde edeceklerini öğrendik.
4.    Din işleriyle uğraşanın Allah dostlarının yaşamlarına yakın olmaları gerektiğini öğrendik.
5.    Allah dostlarının insanı sarhoş eden Allah sözlerini dinleyen kişinin kavgadan, gürültüden uzak hoş bir yaşam geçireceklerini öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Allah dostlarının bizi eleştirip yaralamasının bile bize kalıcı güzel nitelikler kazandıracağını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar