2010.(Mevlana Hazretlerinin
bize öğüdü)
Sen dudağının, boğazının kaydına düşmüş bir adamsın,
Kadir gecesinin eri değil.
(Kendi değerini, itibarını,
onurunu, şerefini bilip anlayan ve yeme içme tutkunluğundan kendini kurtarmış
kişinin; Tanrının kendini gösterdiği kutsal gecede Tanrıyı görecek göze sahip olacağını,
kendini hazır olmayanın bu günün yiğidi olamayacağını öğrendik )
Sen ilahici başılık (Acayip,
şaşılacak, garip, gülünç iş) yapan bir çocuksun ancak, perileri davet
eden pir değilsin.
Bağın (İlgin, ilişkin,
tutarlılık) sağlamdır amma seni kendi başına bırakmazlar ki;
Mektep hocası, sana sille (Tokat)
atar durur.
Her an boynuna yeni bir kement atar (Ucu kendinde kalacak biçimde ileri doğru fırlatır);
Günün birinde kemendi bir iyice sıkmaya başlarsa
kimden kurtaracaksın boynunu?
Şu yayılan, akan;
Şu alevlenen, esen unsurlara (Göklerin dönmesi, yaşlık, kuruluk, soğukluk, sıcaklıktan
ibaret olan dört tabiatı meydana getirir.
Bu dört tabiattan su, toprak, yel ve ateş
meydana gelir.
Bu dört şeye, dört basit unsur denir);
Şu boy atıp yeşeren, şu durup duran, gezip tozan
mevalide (Dokuz gökle bu dört unsurdan “Mevalid-i
Selâ-Üç çocuk” denen cansızlar, bitkiler ve canlılar vücut bulur.) bak;
Hani yoldaştın bir zamanlar onlarla;
Hepsi de varlıklarına sımsıkı yapışmışlar.
Fakat senin gibi onları da tutar, oradan ta buraya
kadar çekerim;
Bu konak yerinin ardında da daha yüzlerce can konağı
var.
Hepsine de hani derim, keçi gibi fırla, sıçra,
tapıya gel;
Sakalını oynatasın (Sayılması,
saygı duyulması gerekene saygı duy, değer ver, dikkate al) diye sakal (Olgunluk) verdim sana.
Sakalını oynatmazsan (Saygı
duyulması saygı göstermezsen, değer vermezsen, dikkate almazsan) bir-bir
yolarım o kılları (Verdiklerimi tek-tek geri alırım);
Benim sayemde çıkan sakalı nasıl kurtarabilirsin
benden?
Bir an oldu, tarak kesildin (Karışıklıkları giderdin), sakala düştün (Olgun
oldun);
Bir an da ayna ol (Durumunu
yansıt, göz önünde canlanmasını sağlayan ol), yüze göze düş (İstenilen, hayal edilen, sevilen kişi ol).
Hem taraksın (Karışıklıkları
giderensin), hem saç (Karışıklıkların sebebi);
Hem aynasın (Sana bakanın
kendini olduğu gibi kendisini görmesini sağlarsın), hem yüz (Görüle gelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek
gösterilen yürekliliğe sahipsin);
Hem aslansın (Avcısın),
hem ceylan (Av);
Hem busun (Yakınsın),
hem o (Uzaksın).
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ı sevmek ve
ulaşma isteğinin ve uğraşısının doğru olduğunu, fakat bu yolu gösterecek
kişinin kendisine bağlı olarak hareket geliştirmesinin istenilen amaca ulaşmaya
engel olduğunu öğrendik.
2.
Her var olanın özgür
olmadığını, kendi varlığına çok sıkı olarak yapıştığını, değişikliğe kolayca
gitmediğini öğrendik.
3.
Hazreti
Mevlana’nın bizi bağlayıp esir eden bağlardan kurtarıp yücelere çektiğini,
hayal ettiğimizden çok daha güzel yerlere getirdiğini öğrendik.
4.
Hazreti
Mevlana’ya yaklaşanın, dost olanın kendisini tanıyacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerine tutkulu bir sevgiyle bağlanan,
hizmet eden kişinin kendi değerini ve olanaklarını tanıyacağını, bunları doğru
şekilde ve yolda kullanacağını, olgunlaşana kadar Mevlana Hazretlerinin yardım
ve denetiminde olacağını, olgunlaştıktan sonra özgür kalacağını öğrendik, anladık.
Mevlana Hazretlerine hizmet eden
pasta-lanır.
Hizmet etmeyen posta-lanır.
*
RAVLİ