15 Şubat 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2010 İNCİ BEYİT

2010.(Mevlana Hazretlerinin bize öğüdü)
Sen dudağının, boğazının kaydına düşmüş bir adamsın, Kadir gecesinin eri değil.
(Kendi değerini, itibarını, onurunu, şerefini bilip anlayan ve yeme içme tutkunluğundan kendini kurtarmış kişinin; Tanrının kendini gösterdiği kutsal gecede Tanrıyı görecek göze sahip olacağını, kendini hazır olmayanın bu günün yiğidi olamayacağını öğrendik )

Sen ilahici başılık (Acayip, şaşılacak, garip, gülünç iş) yapan bir çocuksun ancak, perileri davet eden pir değilsin.

Bağın (İlgin, ilişkin, tutarlılık) sağlamdır amma seni kendi başına bırakmazlar ki;
Mektep hocası, sana sille (Tokat) atar durur.

Her an boynuna yeni bir kement atar (Ucu kendinde kalacak biçimde ileri doğru fırlatır);
Günün birinde kemendi bir iyice sıkmaya başlarsa kimden kurtaracaksın boynunu?

Şu yayılan, akan;
Şu alevlenen, esen unsurlara (Göklerin dönmesi, yaşlık, kuruluk, soğukluk, sıcaklıktan ibaret olan dört tabiatı meydana getirir.
Bu dört tabiattan su, toprak, yel ve ateş meydana gelir.
Bu dört şeye, dört basit unsur denir);

Şu boy atıp yeşeren, şu durup duran, gezip tozan mevalide (Dokuz gökle bu dört unsurdan “Mevalid-i Selâ-Üç çocuk” denen cansızlar, bitkiler ve canlılar vücut bulur.) bak;

Hani yoldaştın bir zamanlar onlarla;
Hepsi de varlıklarına sımsıkı yapışmışlar.

Fakat senin gibi onları da tutar, oradan ta buraya kadar çekerim;
Bu konak yerinin ardında da daha yüzlerce can konağı var.

Hepsine de hani derim, keçi gibi fırla, sıçra, tapıya gel;
Sakalını oynatasın (Sayılması, saygı duyulması gerekene saygı duy, değer ver, dikkate al) diye sakal (Olgunluk) verdim sana.

Sakalını oynatmazsan (Saygı duyulması saygı göstermezsen, değer vermezsen, dikkate almazsan) bir-bir yolarım o kılları (Verdiklerimi tek-tek geri alırım);
Benim sayemde çıkan sakalı nasıl kurtarabilirsin benden?

Bir an oldu, tarak kesildin (Karışıklıkları giderdin), sakala düştün (Olgun oldun);

Bir an da ayna ol (Durumunu yansıt, göz önünde canlanmasını sağlayan ol), yüze göze düş (İstenilen, hayal edilen, sevilen kişi ol).

Hem taraksın (Karışıklıkları giderensin), hem saç (Karışıklıkların sebebi);

Hem aynasın (Sana bakanın kendini olduğu gibi kendisini görmesini sağlarsın), hem yüz (Görüle gelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen yürekliliğe sahipsin);

Hem aslansın (Avcısın), hem ceylan (Av);
Hem busun (Yakınsın), hem o (Uzaksın).
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Allah’ı sevmek ve ulaşma isteğinin ve uğraşısının doğru olduğunu, fakat bu yolu gösterecek kişinin kendisine bağlı olarak hareket geliştirmesinin istenilen amaca ulaşmaya engel olduğunu öğrendik.
2.    Her var olanın özgür olmadığını, kendi varlığına çok sıkı olarak yapıştığını, değişikliğe kolayca gitmediğini öğrendik.
3.    Hazreti Mevlana’nın bizi bağlayıp esir eden bağlardan kurtarıp yücelere çektiğini, hayal ettiğimizden çok daha güzel yerlere getirdiğini öğrendik.
4.    Hazreti Mevlana’ya yaklaşanın, dost olanın kendisini tanıyacağını öğrendik.
                                    *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerine tutkulu bir sevgiyle bağlanan, hizmet eden kişinin kendi değerini ve olanaklarını tanıyacağını, bunları doğru şekilde ve yolda kullanacağını, olgunlaşana kadar Mevlana Hazretlerinin yardım ve denetiminde olacağını, olgunlaştıktan sonra özgür kalacağını öğrendik, anladık.

Mevlana Hazretlerine hizmet eden pasta-lanır.
Hizmet etmeyen posta-lanır.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar