1870. (Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerini anlatımı)
Sen devenin iğne yordamından geçmesini (İnce işçilikle iki şeyi birbirine tutturmaya yatkınlık,
alışkanlık, yetenek) istiyorsun, üstelik bir de tutmuşsun deveye altı denk
(Yük hayvanlarının sağına ve soluna konan iki yük
parçasından her birini) de yük yüklemişsin.
Bütün bunlarla beraber gene de ümitsizliğe düşme ey
göz, bahar bulutuna dön, aşka inciler (Şekli değişmeyen manalar) saç.
Ey çarşısının-pazarının başında yüzlerce hırkanın (Dervişin) bir
zünnara (Puta tapana) satıldığı dilber, yüzünün şevkiyle
(İstek ve hevesle) âlemde her yüz, bir duvara
dönmüş.
Her zerre güneşinin ışığına girmiş de tanrıyım ben
diyor, her bucakta Mansur gibi biri, bir darağacına asılmış.
Şaşılacak şey şu ki herkes bir küpten gelen başka
çeşit bir şarapla sarhoş;
Şu acayip ki bir gülden herkesin ayağında bir başka
diken var.
Her dal, sarhoş oldum ben, medet demede, her akıl,
şaşırdım-gittim, aman demede.
Gül iştiyakla yenini-yakasını yırtmış, aşk kendinden
geçmiş de sarığını-külahını atmış.
Bir bölük halk akıldan sarhoş, bir bölük halkın da
aklı başında değil, fakat gene sarhoş;
Evet, akıllılarla akılsızlardan ayrı bir bölük halk
daha var.
Biz Tur dağına (Musa
aleyhisselemla Allah’ın aracısız konuştuğu yer) benziyoruz, Musa’nın
kadehini içmişiz (Allah’la aracısız konuşup Allah’ın
yüzünü göstermesini bekleyenlerdeniz);
Firavun’un zahmetinden de kurtulmuşuz, ağyarın (Başkalarının, yabancıların) gamından, gussasından (Verdikleri sıkıntılardan)
da;
Geçmişiz kendimizden.
Şarap gibi meyhane küpünün içinde coşup duruyoruz,
gerçi küpün ağzı anlayış (Düşünme yolu, düşünüş biçimi,
benzerlerinden ayrılış), seziş (Aklın yardımı
olmadan, gerçeğin doğrudan doğruya kavranması) balçığıyla kapalı (Güçlük çıkarıyor) amma içten içe kaynayıp duruyor.
Hatta şarabın kaynayışından, küpün ağzına sıvanan
samanlı balçık bile oynamaya koyulmuş;
And olsun (Yemin)Tanrı’ya,
dünyada bundan hoş bir şey de yoktur.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin sözlerinde birbirisi ile alakalı gözükmeyen hatta çelişkili
gözükenlerde bile aslında birbirisi ile yakın ilişki ve birbirini tamamlayarak
mana oluşturan sözler olduğunu öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri manaları bir araya getirip getiremediğimize bakmadan manalar
saçmasını Şems Hazretlerinden istediğini öğrendik.
3.
Kendini büyük
görenin bir şekilde yok olacağını öğrendik.
4.
Her insanın aynı
yerden gelmesine rağmen şaşılacak kadar farklılıklar gösterdiğini öğrendik.
5.
Güzellik de
kendini korumak için dikenlere büründüğünü öğrendik.
6.
Aklımızın alamayacağı
sayısız güzelliklerle iç içe yaşadığımızı, bu güzellikleri görenlerin kendinden
geçerek sarhoş olduklarını öğrendik.
7.
Üç çeşit halk
olduğunu; akıllılar, akılsızlar, akıldan sarhoş olanlar
olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana ve dostlarının halkın aklından farklı bir akıl
kullandıklarını, bu aklın güzellikleri görerek sarhoş olduklarını, bu durumun
insanı oynattığını, içten içe olgunlaştırdığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ