1 Şubat 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1870 İNCİ BEYİT

1870. (Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini anlatımı)
Sen devenin iğne yordamından geçmesini (İnce işçilikle iki şeyi birbirine tutturmaya yatkınlık, alışkanlık, yetenek) istiyorsun, üstelik bir de tutmuşsun deveye altı denk (Yük hayvanlarının sağına ve soluna konan iki yük parçasından her birini) de yük yüklemişsin.

Bütün bunlarla beraber gene de ümitsizliğe düşme ey göz, bahar bulutuna dön, aşka inciler  (Şekli değişmeyen manalar) saç.

Ey çarşısının-pazarının başında yüzlerce hırkanın  (Dervişin) bir zünnara (Puta tapana) satıldığı dilber, yüzünün şevkiyle (İstek ve hevesle) âlemde her yüz, bir duvara dönmüş.

Her zerre güneşinin ışığına girmiş de tanrıyım ben diyor, her bucakta Mansur gibi biri, bir darağacına asılmış.

Şaşılacak şey şu ki herkes bir küpten gelen başka çeşit bir şarapla sarhoş;
Şu acayip ki bir gülden herkesin ayağında bir başka diken var.

Her dal, sarhoş oldum ben, medet demede, her akıl, şaşırdım-gittim, aman demede.

Gül iştiyakla yenini-yakasını yırtmış, aşk kendinden geçmiş de sarığını-külahını atmış.

Bir bölük halk akıldan sarhoş, bir bölük halkın da aklı başında değil, fakat gene sarhoş;
Evet, akıllılarla akılsızlardan ayrı bir bölük halk daha var.

Biz Tur dağına (Musa aleyhisselemla Allah’ın aracısız konuştuğu yer) benziyoruz, Musa’nın kadehini içmişiz (Allah’la aracısız konuşup Allah’ın yüzünü göstermesini bekleyenlerdeniz);

Firavun’un zahmetinden de kurtulmuşuz, ağyarın (Başkalarının, yabancıların) gamından, gussasından (Verdikleri sıkıntılardan) da;
Geçmişiz kendimizden.

Şarap gibi meyhane küpünün içinde coşup duruyoruz, gerçi küpün ağzı anlayış (Düşünme yolu, düşünüş biçimi, benzerlerinden ayrılış), seziş (Aklın yardımı olmadan, gerçeğin doğrudan doğruya kavranması) balçığıyla kapalı (Güçlük çıkarıyor) amma içten içe kaynayıp duruyor.

Hatta şarabın kaynayışından, küpün ağzına sıvanan samanlı balçık bile oynamaya koyulmuş;
And olsun (Yemin)Tanrı’ya, dünyada bundan hoş bir şey de yoktur.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin sözlerinde birbirisi ile alakalı gözükmeyen hatta çelişkili gözükenlerde bile aslında birbirisi ile yakın ilişki ve birbirini tamamlayarak mana oluşturan sözler olduğunu öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri manaları bir araya getirip getiremediğimize bakmadan manalar saçmasını Şems Hazretlerinden istediğini öğrendik.
3.    Kendini büyük görenin bir şekilde yok olacağını öğrendik.
4.    Her insanın aynı yerden gelmesine rağmen şaşılacak kadar farklılıklar gösterdiğini öğrendik.
5.    Güzellik de kendini korumak için dikenlere büründüğünü öğrendik.
6.    Aklımızın alamayacağı sayısız güzelliklerle iç içe yaşadığımızı, bu güzellikleri görenlerin kendinden geçerek sarhoş olduklarını öğrendik.
7.    Üç çeşit halk olduğunu; akıllılar, akılsızlar, akıldan sarhoş olanlar olduğunu öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Mevlana ve dostlarının halkın aklından farklı bir akıl kullandıklarını, bu aklın güzellikleri görerek sarhoş olduklarını, bu durumun insanı oynattığını, içten içe olgunlaştırdığını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ         

Popüler Yayınlar