2040.(Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerini davet çağrısı)
Bu coşkunluğum, gene ateşinden amma ister sür beni,
kov, ister çağır, kabul et, sana kulum-köleyim (Tutkulu
bir sevgiyle seven, bağlanan, hizmet eden biriyim) ben.
Şu bilgim, bilgine perde kesildi (Kendi bildiğime saplanıp kaldığımdan, senin öğreteceklerine bu
davranışım engel oldu), bu yok-yoksul kulun (Sana
ihtiyaç duyan, sana tutkulu bir sevgiyle bağlanan fakirin ) feryadı (Haykırışı), bilgiden, anlayıştan.
Gâh (Bazen) şarabı (Kendimden geçişimi) anarım, güzelden bahsederim,
böylece lütfuna (İyiliklerine) örnekler
getiririm;
Fakat Tanrının birlik âlemine şu ikisi, nasıl olur
da sığar.
Ey Tebrizli Tanrı Şem’si, sen öylesine bir sahipsin
ki gülüp durmadasın;
Nasıl olur da böyle bir sabahın ardında zahmetlerle (Güçlüklerle) dolu bir gece bulunabilir?
Kimin mahallesinde dönüp dolaşıyorsun, ne istiyorsun
ki benim gibi ayağın bağlandı senin de, o otağdaki dilberden (Alımlı, güzel kadından) mahrum kaldın?
Ona (Tebrizli Tanrı Şems’ine)
bağlansaydın her bağdan (İlgiden, ilişkiden, birbirini
tutmadan) kurtulurdun, ne kimseye hizmet etmeyi isterdin, ne
padişahlığı, ne sultanlığı.
Sarhoşların hizmetleri gibi senin hizmetin de bir
masal oldu;
Adeta balık gibi, lüzumu yokken su içinde secde (Saygı gösteriyorsun) ediyorsun.
Sarhoş olup yıkıldı da secde ettiği yer su oldu;
Sevabı (Tanrı tarafından
ödüllendirileceği inanılan davranıştan) bile boşladı (İlgi göstermedi), yoldan (Amacına
ulaşmak için başvurulan yöntemden), yolsuzluktan (Kötü davranışlardan) kurtuldu, yapayalnız, tek başına
kaldı.
Mademki suyun içindesin, yol nerde?
Mademki mihrap (Umut
bağlanan yer) kesildin, sana secde edecekler (Saygı
gösterecekler), sen kime secde edeceksin (Kime
saygı göstereceksin)?
Ne zulmeden (Yasaya veya
vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, eziyet, cefa) var,
ne tövbe eden (İşlediği bir suçtan veya günahtan pişman
olup bir daha yapmamaya karar veren var);
Ne anan (Seni aklına getirip
sözünü eden, düşünen, hatırlayan) var, ne unutan (Hatırdan gönülden çıkaran).
Canım efendim, biz, bu evden başka bir yere
gitmiyoruz;
Yarabbi, burada her an seyre-seyrana dalmak ne hoş.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerini tutkulu bir sevgiyle sevdiğini, bağlandığını,
hizmet ettiğini böylece tün kendisinin zahmetlerden, bağlardan, çeşitli zorlayıcı
isteklerden kurtulduğunu öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinin yaklaşımına güldüğünü, sevdiğini,
beğendiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkın verdiği coşkunluktan ve seven kişinin
sevdiğinden ayrı kalışından oluşan duygu dalgalanmasının Allah’ın birlik
âlemine sığmadığını fakat olgunlaşmak için bu çeşit davranışların kişilere
zarar vermediğini öğrendik, anladık.
Daha sade anlatmak gerekirse bir Allah dostu insanın
diğer Allah dostu insanı böylesine sevmesinin hoş halka gözükmediğini fakat
Allah sevgisini en derin biçimde öğrenmek, olgunlaşmak için bir geçilmesi
gerekli yol olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ