Haysü lâ sabre felâ imane leh
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 2.inci cilt 600 inci beyit açıklaması)
“ Sabır, imandan baş tacı
bulur.
Sabır almayan yerde iman
yoktur.”
Cismin lezzetinden sabret ki,
yüce olan Rabbinin visali lezzetini (Allah ile birlikte
olmanın sevincini) bulasın.
Eşekliğinden (Dünya yükünü çekmekten), bâkiy (Yok olmayacak) olan ruhu ihmal edersin, fani olan
cismi izzetle beslersin.
Can tûtisi (Kuşu) kafeste bekliyor, zayıflıyor.
Ten kargası nazlar bağında
leş yiyor.
Suretin illetle dolu
kesafetli bir cisimdir.
Batının ise zevalsiz (Sonu olmayan) olan Allah’ın latif (Mülâyim, yumuşak, nazik, mütenasip, güzel, şirin, hoşa giden.) ruhudur.
Zahirin (Görünen, aşikâr olan, açık, belli, meydanda olan, suret, dış
yüz, görünüş, anlaşılan.) mekân hapsinde aciz bir halde, bâtının (İç, dâhilî, gizli, içyüz, sır, esrar, bir şeyin aslı, cevheri, miktarı, dibi, kökü, özü, nihayeti,
vakti, zamanı.) ve zatı itibarı ile gizli) lâmekânıdır (Adresi belli değil), nişansızdır (Alametsiz, işaretsiz).
***
Gülşen-i tevhid İbrahim
ŞahidiÇeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.
***
Neler öğrendik:
1.
Sabır ve imanın
aynı yerde olduğunu, birbirini güçlendirdiğini, taçlandırdığını öğrendik.
2.
İman kadar sabrı
da bilmemiz ve içselleştirmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ın
oluşturduğu hükmünün mekâna ve zamana göre yerleştirdiğinden sabırla oluşumun
gerçekleşmesini beklememiz gerektiğini öğrendik.
4.
Sabır
göstermeyenlerin, acele edenlerin Allah’ın yaptıklarını göremeyeceklerini
öğrendik.
5.
Allah ile
birlikte olmanın kişiye verdiği zevkin çok büyük olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
RAVLİ SABIR
RAVLİ İMAN
RAVLİ ARİF yazarak daha geniş bilgi Googleden edinmemiz gerekir.
*
RAVLİ