(Mevlana Hazretleri
tövbeyi anlatıyor)
1540. O tövbeyi (İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha
yapmamaya karar verip bu kararı) bozan güzelin yüzünden tövbe, sağlam
olmuyor ama gene de sen, söze (Düşünceni eksiksiz
anlatan söze) tövbe et.
Gönüle (Sevgi, istek,
düşünüş, anma, hatırlama ile katle oluşan duygu kaynağına) söyle, gamın
(Üzüntü, keder)
çevresinde dönüp dolaşmasın;
Çünkü gam, yenmekle (Tasa etmekle
“Tedirgin olmakla”, üzülmekle “Gergin hale gelmekle”, kaygılanmakla “Kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi
bilinmeyen gerginlik duygusu ile”) azalmaz ki.
Sudan, topraktan çıkan bitki, hep
gamdır;
Balçığın düğünü, ancak yastır.
A gönül kuşu, gamın çevresinde
dolaşma;
Gamla kol-kanat kuvvetlenmez.
Gönül, gamsız olunca kola, kanada
sahip olur da artık şu dünyanın çevresinde dolaşmaz.
A gönül, şu beden, eski
düşmanındır senin;
Eski düşman, dayı olmaz, amcaya dönmez.
A gönül, dayan, başın dinç (Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde) olsun,
usanma (Tekrarlanmasından, uzun sürmesinden dolayı
bıkkınlık gösterme) çabucak;
Usanan, sırlara mahrem (Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen gizemler
bilgisini almaya uygun) olmaz.
Güzelim sudan başkasıyla düşüp
kalkmayan balığa dön anlamlar denizinde (Anlamı yaşayış
yerine, kendi eksenine geri gel).
Balık, sudan usanmaz;
Deniz olmayınca neşelenmez, zevk
bulmaz zaten.
* Dünya, gizli bir denizdir;
O denizde Âdemoğullu (Allah’ın kendi suretinde yarattığı, can verdiği) olanlardan
başkası dönüp dolaşmaz.
***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Allah dostu tövbesini bozsa bile bu konuda bir şey söylememiz gerektiğini
öğrendik.
2.
İnananlarda üzüntünün, kederin yer bulamayacağını,
etkilese bile kalıcı olamayacağını öğrendik.
3.
Üzülmekle, kederlenmekle üzüntü kaynağının azalıp yok
olmayacağını, üzüntüyü kederi çevremizden uzaklaştırmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Gönlümüzün üzüntüsünün sadece sevdiğimizi görememek
olması gerektiğini öğrendik.
5.
Gönlümüzü sıkıntıya sokanın bedenimiz olduğunu,
gönlümüzün eski düşmanı olduğundan dost olmayacağını öğrendik.
6.
Gönlümüzü dinç tutmamız, üzüntüyle, vücudumuzun sonu
gelmeyen isteklerinden kurtarmamız, bu düşüncede ısrarlı ve sabırlı davranarak
sırlar söylenen kişi olmamız gerektiğini öğrendik.
7. Gönül, gönül alan insanlarla beraber oldukça neşeleneceğini, zevk alacağını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Dünyanın gizliliklerini çok ve büyük olduğunu, “Tanrı altın tacı olan aklı yarattı ve and
olsun ki Âdemoğullarını yücelttik” mealindeki (İsra
suresi 70 ayetinde) hakikati bilincine varanların sırların içinde dönüp
dolaşacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ