(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
1510. Dama çık, sor (Gökyüzü) bekçilerden;
O eşsiz-örneksiz padişah nerelere
gitti acaba?
Deliler-divaneler gibi ovalarda
dolaşıp durdum şu ovada o ceylan nerelere gitti acaba?
İki gözüm, ağlamaktan iki ırmak
kesildi;
O inci (Şekil
değiştirmeyen mücevher), şu denizden nerelere gitti acaba?
Bütün gece, Ay'la Zühre’ye
soruyorum:
O A y yüzlü, şu yücelerde,
nerelere gitti acaba?
Mademki bizimdir, nasıl oluyor da
başlarıyla beraber mademki burada yok arda (İşaret
olarak yere dikilen çubuk) nerelere gitti acaba?
Gönlü, canı, mademki Allah'a
ulaşmıştır;
Şu topraktan, su sudan yok
olduysa nerelere gitti acaba?
Apaydın söyleme;
Çünkü Tebrizli Şemseddin dedi ki:
Güneş gizlenmez;
Fakat nerelere gitti acaba?
Bilgiç gönül (Sevgisinde, isteklerinde, düşünüşünde, arayışında kalbinin
gücünü ve etkisini bilen kişinin), gamdan nasıl kaçarsa gam da bizden,
ondan kaçtığından iki kat daha fazla kaçar.
Yoksa biz şahneyiz (Bekçiyiz) de gam, hırsız mı ki bizi görür-görmez,
tundan-tuna (Gizli
yere, köşe bucak) kaçırıyor?
Aşk aslanı kükrer, gam sürüsü,
ovada, aslanları kaçan av gibi kaçar.
***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini özlemle aradığını öğrendik.
2.
Şems Hazretlerinin gönlü, canı Allah’a ulaşmış
olduğunu, yok olmadığını güneş gibi etkili ve görünür ışık ve sıcaklık veren
olarak başka bir tarzda kendini gösterdiğini, Mevlana Hazretleri Şems
Hazretleri ile aşkla birleştiği için ayrı sanarak beraber Şems Hazretlerini
aradığını öğrendik.
3.
Mevlana Hazretleri bu arayıştan, bu özlemden üzüntü
duymadığını, ama aramaya devam ettiğini öğrendik.
4. Âşık kişinin haykırışıyla gam, keder, üzüntü ordusunun bulunduğu yerden
kaçtığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlevilik öğretisinde insanın başına ne gelirse
Allah’ın imtihanı olarak gönülden kabul edildiğini, her fena olay sonunu
sabırla iyiliğin vücut bulması için beklenildiğini, üzüntü duyulmadığını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ