(Mevlana Hazretleri
aynayı anlatıyor)
1500. Bir günde yüz binlerce
kusur (Eksiklik, noksanlık), yüz binlerce
güzellik gösterir de gene kavgası, gürültüsü yoktur aynanın.
Ayna, çirkine düşmanlık gütmez;
Güzelin yüzüne de havalanmaz (Aklını kaptırmaz), kapılmaz.
Şeker çiğneyecek dişleri olmayan
(Zamanını doğru değerlendirememiş) ağızdır bu
şekerden yaralanan (Kendini yetiştirmemiş kişi dert,
üzüntü, acı duyar).
Gönül (Sevgi,
istek, düşünüş, anış gibi kalpte oluşan duyguların kaynağı), şaşılacak
kanatlarla uçardı;
Fakat onun (İzlenecek kişiden emin olmak) tuzağından korkusu
olmaması şart.
Yürü, Ay gibi güneşin peşinde koş
eri;
Onun için erimedikçe (Toplumun kalıplardan kurtarmadıkça) güzelliğini
artırmaz senin.
O güzelim sevgili ne oldu acaba;
O yüce o güzel servi (Düzgün vücutlu sevgili) nerelere gitti acaba?
Aramızda bir mum (Işık kaynağı) gibiydi, bizi aydınlatıyordu;
Nereye gitti acaba, bizsiz
nerelere gitti?
Bütün gün yaprak gibi tir-tir
titriyor gönlüm;
O güzel, gece yarısı nerelere
gitti acaba?
Düş yollara, sor yollardan
geçenlere;
O cana canlar katan yoldaş
nerelere gitti acaba?
Bağlara git, bahçıvanlara sor;
O sarı-kırmızı gül nerelere gitti
acaba?
***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Aynanın kendi kendine kavgası, gürültüsü
olmadığını, ona bakanın kendisini değerlendirebileceği olanak sağladığını
öğrendik.
2.
Aynanın,
güzelliğimizi de kusurumuzu da çekincesiz gösterdiğini öğrendik.
3.
Aynanın
kendisinin karşısına gelen kişi ile değişmeyeceğini öğrendik.
4.
Ayna ile fazla
uğraşmayıp gönlümüzün isteği ile Allah dostunu bulmamız, emin olana kadar da
şüphemizi devrede tutmamız gerektiğini öğrendik.
5.
Şems Hazretleri
gibi ışık ve sıcaklık veren kişinin peşinden koşmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin kaybolmasından
sonra çok özlediğini, her yerde onun izini aradığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ