(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
3890.
A gönül, şu soluk nerden geldi;
Şu
çırpınman neden?
A
kuş, kuşların dillerini söyle;
Senin
kapalı sözlerini dinlemeyi bilirim ben.
Gönül
dedi ki:
İş
yurdundaydım;
Balçık
evine (Yeryüzüne) dek koştum.
Sanat
evinden uça-uça, sanatı yaratanın evine geldim.
Ayağım
kalmayınca da çekiyorlardı beni;
Şekil
düzülüşünü nasıl söyleyeyim?
A
yüzü, gülen ilkbahar;
Nazar
değmesin (Uğursuz göz görmesin), ne de gülüp
duran bir güzel.
A
güzelim, seni, cennet bahçesinde bir nar ağacının dalında gülüyor görmedeyim.
Bir
soluk bile ayrılma benden a güleç yüzlü, a güzel yanaklı sevgili.
A
gülen padişahlar padişahı, sultanlar sultanı, dünya şehri sensiz harap oluyor.
Kaynak
başlarında, gülen yeşilliklerde yüzlerce kızıl gül, sana âşık.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İnsan
bedenine girmek için Tanrı emriyle gönlün
yeryüzüne geldiğini, Tanrı sanatı şekillerin çeşitliliğinden gördüğünü, böylece
Tanrının kendine doğru çekişini anladığını öğrendik.
2.
Tanrı
sanatının en güzelinin kendi dostları olduğunu, güzellikleri bunlarda toplayıp sergilediğini,
araçsız dünyaya padişah yaptığını öğrendik.
3.
Şems
Hazretleriyle beraber olmayanın, uzak kalanın harap olacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tanrı
dostu Şems Hazretlerinin padişahlar padişahı olduğunu, sadece insanlara değil
doğaya da güzellikler bağışladığını, bütün tabiatın Şems Hazretlerine âşık
olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ