(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
3710.
Biliyor musun, bugün neden sarardım-soldum a bütün gece tavla arkadaşım benim?
Tavla
oynarken gönül, benden zar aşırdı (Kaderim ile oynadı)
diye seni töhmet (Henüz aydınlatılmamış suçlama)
altına aldı.
A
gönül dedim, zarı (Onun doğruca düşüncesini)
getir;
Zarın
gidişinden ( Geleceğimden uzaklaşmasından) dolayı
dertliyim ben.
Gönlüm,
koynunu açtı;
Ara
dedi;
Varsa
bul, yutmadım ya.
Zarın
derdinden deli-dîvâne oldum;
Bütün
gece gönüle işkence ettim.
Gâh
(Bazen) evet diyordu, gâh hayır-hayır diyordu;
Gâh-gâh
da soğuk sıcak işveler ediyordu.
İşveyle
(Hoş, aldatıcı davranışlarınla) senden el
çekmem;
Sen
aldın, bu meydanda dedim.
Gönül,
nasıl olur da hırsız olurum dedi;
Lâcivert
gökyüzünün bile haznedarıyım ben.
Bu
gürültüde eşek, beni yere attı;
O
bile saf (Kurnazlığa aklı ermeyen, art niyetsiz),
bön (Budala, saf, avanak, ahmak) bir adam
olduğumu anlamıştı.
Eşek
(Kabalık ve düşüncesizlik) gitti, ip koptu;
Gönül
de dedi ki:
Onun
izinin tozundan ne diye koşayım ben?
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin kaybolması ile Mevlana Hazretlerinin sararıp solduğunu öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri aklıyla, çevresiyle Şems Hazretlerini bulamadığı için gönlünü
zorlayarak bulmasını istediğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretleri gökyüzündeki hazinelerin dağıtımında yetkili olduğu halde Şems
Hazretlerini neden hararetle aradığını, anlamaya, istediğini bulmaya çalışırken kabalıktan ve düşüncesiz biri
olmaktan kurtulduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretleri kendisi kendisini öz eleştiriye soktuğunu, Şems Hazretlerine neden
aşık olduğunu, neden kaderin bu oyunu oynadığını aklı ile anlamaya çalıştığını
öğrendik, anladık.
(Daha önce Mevlana Hazretlerinin öğrettiğinden anladık ki
aklın aşkı anlayacak, çevreleyecek, tanımını yapacak, sınır ve kural koyacak
kadar gücü olmadığını, ancak akılsız da aşkın olmayacağını, aşkın süvari, aklın
vasıta olduğunu anladık)
(Gönlümüzün çok geniş isteklerden oluşan bir yapıya ve ulaşım
gücüne sahip olduğunu ama akıl ile beraber çalıştığında iyi işler yaptığını
anladık)
*
RAVLİ