16 Ocak 2019 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 3760 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

3760. Başı kesilmiş kamış gibi dalımız-budağımız yok, fakat sesimiz var.

Âşığın, yanmış-kavrulmuş ciğeri gibi aşk ateşinden başka bir şeye lâyık (Uygun) değiliz.

Aşk güneşinin zerreleriyiz (Bütünün en küçük parçasıyız) biz;
Ey aşk, doğ (Ortaya çık) da biz de doğalım.

Bizi, zerreler arasında ara;
Zerrelerin en küçüğüyüz biz.

Arar da bulamazsan bir iz verelim de nerde olduğumuzu bil.
Gün doğdu da saraya vurdu mu, sarayın (Büyük yapının)  üstünün, penceresinin çevresindeyiz biz.

A benim orucumun, namazınım düşmanı;
A benim uzun ömrüm, sürüp giden kutluluğum (Uğurluluğum).

Hangi perdeyi (Doğruyu görmeye engel olan engeli) gerdiysem yırttın;
Artık perde germek çağı geçti gitti.

Ben, yeryüzüne benziyorum, baharımsın benim sen;
Bütün sırlarım, senin yüzünden meydana çıkmış.

Av oldum, nasıl uçayım?
Sana mat (Yenilmiş) oldum;
Artık nasıl oynayayım?
                   ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin öğretisinin düzgün bir yapısı olduğunu, parçalara bölünmelere olanak vermediğini,  uygun kişiye sesleniş olduğunu öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin aşkın en küçük parçası olduğunu söylemekle aşkın büyüklüğünü anlamaya çalışmamız, aşkın bir küçük parçası olmaya çalışmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerini aşkın en küçük parçalarının içinde aramamız, inanç yapısının en yükseğinde Şems Hazretlerinin ışığının vurduğu pencere çevresinde aramamız gerektiğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri sırlara perde koysa da aşkın bu perdeyi yırtarak sırların görünmesini, bilinmesini sağladığını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerini aşkın avladığını, hayat oyununu aşkın yendiğini, kişinin çaresiz kaldığını, öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar