(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
3790.
Tencere gibi ateşin üstüne koydun beni;
Ne
pişiriyorsun (Olgunlaştırıyorsun) tencerede?
Bilmiyorum
ki.
Bir
soluk başımı kaşısam aman vermiyorsun bana ey aşk.
Öfkenden
iki hilim (Yumuşaklık huyun) kulağımı tıkadın,
hem de ahlarımı-eyvahlarımı (Özlemekten oluşan acıyı
çektiğimi) duymamak için.
A
benim canım, bizi bu (Madde ile mananın karışık olduğu)
dünyaya az havale et (Yollama);
Çünkü
bu dünyadan değiliz biz.
Yolumu
aç da canımı daha da tez ulaştırayım can dünyasına.
Yardım
et, kılavuzlukta bulun da pılımı-pırtımı senin civarına çekeyim.
A
şu şekillerin canı, dinlersen bir terci' (Tekrar)
daha söyleyeyim.
***
Coşkun,
yeğin (Şiddetli) akan su sensin, dolap biziz (Bizi döndürüp iş yaptıran sensin);
Değirmen
taşı gibi başımız dönmüş.
Güneşsin
sen, zerreler gibiyiz biz;
Dağın
ardından doğ da doğalım.
*
lskencübin (Bal ve sirkeyle yapılan şerbet için)
için bal ver;
Çünkü
biz, boyuna sirkeyi arttırıp duruyoruz.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın
insanı çalıştırarak bilgi, görgü ve hoşgörü öğrettiğini, böylece
olgunlaştırdığını, beğenilen faydalı bir insan haline getirdiğini öğrendik.
2.
Aşkta
tembellik olmadığını, sayısız bağlarla bağlanmış canı yok edene kadar
uğraştığını, yok ettikten sonra sayısız özğür canlar bağışladığını öğrendik.
3.
Aşkın
dünyalık işlere de âşıkları hazırladığını, iş verdiğini öğrendik.
4.
Aşkın
çok kuvvetli ve etkili olduğunu, insanın iradesini elinden alarak başını
döndürdüğünü, böyle işi yaptırdığını
öğrendik.
5.
Aşkın
etkilerin güneşin kendini gösterdiği zaman ki gibi olduğunu, aşığın bu
aydınlıkta kendisini gösterebileceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
İnsanın
ekşiliği gittikçe artırdığını, aşkın da bal etkisi ile insandaki harareti
söndürdüğünü, sakinleştirip rahatladığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ