(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
3870.
Bizden kaçma, çünkü biz seninle, sütle bal gibi karılmışız, birleşmişiz.
Sen
(Şems Hazretleri), eşsiz bir av beyisin (Allah’ın huzuruna çıkacakları avlayanların liderisin);
Biz
de eşsiz bir avız.
Güzellikte,
tandırın (Fırının) kızmış (Pişirme düzeni hazır);
Yay
bizi o tandıra, hamuruz biz çünkü.
Bizi,
ayaklarının altına yay (Ser);
Ayaklarının
altında bir hasırız (Taban örtüsüyüz) âdeta.
Biz,
ululuk ışığıyla diriyiz;
Hem
yabancıyız biz, hem olasıya bildik.
Nefis
kurttur amma içyüzdeniz biz, Mısır Yusuf’uyla ömrümüze ömürler katmadayız.
Yüzümüzü
(Nurumuzu perdelemeden) göstersek Ay, kendini
görmeye, kendini beğenmeye tövbe eder.
Biz
kol-kanat açtık mı güneş bile kolunu-kanadım akar-yandırır.
Şu
İnsan şekli, bir yüz örtüsüdür;
Biziz
(Allah âşıkları) bütün secdelerin kıblesi (Sıkıntılı bir durumunda yardım umularak başvurulacak yeriz).
O
soluğa (İnsanı gittikçe iyileştiren, güçlendiren soluğa)
bak, insanı görme de canını, lütufla (Önem verilen,
sayılan birinden gelen iyilik ile, yardım ile) kapıverdim.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Doğru
Allah dostu arayanların Mevlana Hazretlerinden ve yakın dostlarından kaçmaması
gerektiğini, kişi geçmişi ne olursa olsun dışlanmadan iyi hale getirileceğini
öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin zamana bağlı olmadan uygun insanları avlayarak uygun hale
gelmeleri için uğraşı verenlerin başkanı olduğunu öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin insanları olgunlaştıracak olanakları hazırladığını öğrendik.
4.
Kendini
Şems Hazretlerinin ayakları altına seren Mevlana Hazretlerinin onun ululuk
ışığıyla diri, bazılarına bildik, bazılarına yabancı olduğunu öğrendik.
5.
Mevlana
Hazretleri insanlar yanmasın diye nurunu perdeleyerek gösterdiğini, güzelliği
kıskanılacak güzellikte olduğunu öğrendik.
6.
Nurun
perdesinin insan şekli olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin öğretisinin bütün hayatı kapsayan öğreti olduğunu, Mevlana
Hazretlerinin mübarek ağzından bize armağan olan bilgilerin bizi hem
beslediğini, hem iyileştirdiğini, hem de ölümsüzlüğe her solukta yaklaştırdığı
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ