900.
Gece yarıları, tanyerlerine yalımlar (Alevler)
salar, ışıklar yollar buluşma yerimin ateşi benim.
Ses
geldi meyhanemden;
Sevgili
geldi halimi sormaya, hatırıma riayet etmeye (Saygısını-sevgisini
göstermeye geldi) benim.
O
ışığı, sınır tanımayan Ay yüzlümü görünce haddi aştı münacâtımın (Yalvarışımın) zevki benim.
Can
Musa’m, Tûr dağına gitti;
Buluşma
zamanım geldi-çattı benim.
Tûr
nida etti (Çağırdı, bağırdı, seslendi):
“
Kimdir o yorgun-argın ki buluşma-görüşme yerime geldi benim?”
Şu
aydın soluk, şimşek gibi bir çaktı da göklerim, ta kubbesine dek ışıkla doldu
benim.
Onun
(Şems Hazretlerinin) şu gönlü, bizim
âşığımızdır, bizim müştakımızdır (Bizi özleyendir);
Ayrılığından,
afetlerimden kurtuldu benim.
Yanıp
yakılarak, binlerce yalvarışlarla lütfumu (Önem verilen,
sayılan birinden gelen iyilik, yardım), karşılığımı umarak geldi benim.
Daha
beri gel, daha beri gel de bir seyret bağışladığım elbiselerimi, verdiğim
bağışlarımı, ettiğim ihsanlarımı (İyiliklerimi) benim.
Buluşmamı
dilemede yok oldun-gitti;
Ölümsüz
ömrü bul, varlığımda benim.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. İki Allah dostunun buluşmasının Allah’la buluşan,
konuşan Musa Peygamberin duyduğu zevk ve heyecan gibi olduğunu öğrendik.
2. Özlem ateşiyle yanan Allah dostları birbirini görmek
için Allah’a yalvararak kavuşma izni istediklerini, Allah izni ile buluşmanın
çok heyecanlı ve zevkli görüşme olduğunu öğrendik.
3. Allah dostlarının buluşması ile karanlıkların,
bilinmezliklerin, çözümsüzlüklerin etkisinin kalmayacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Ölümsüz
ömrü Mevlana Hazretlerinin iyilikseverliği (Varlığı)
içinde bulmamız için Hazrete çok yaklaşmamız, yakınlaşmamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ