3 Mayıs 2018 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 790 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)

790. Sancağın perçemi (İpi) gibi, senin yelinin, senin lütfunun (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardımın) neşesiyle oynayıp duruyoruz.

A hoca, güle-oynaya nereye gidiyorsun?
Nereye mi?
Yokluk (Dünyada kendini göstermeden önceki tasarı ve hazırlık yurdu) alanının açılış yerine.

Hoca, hangi yokluktur bu yokluk, söyle.
Evveline evvel (Öncesi) olmayan sözü, evveline evvel (Öncesi) olmayan kulak duyar.

Aşk gariptir (Anlaşılması zordur ve insana şaşkınlık veren yaşamdır), dili (Anlatılış biçimi de) de garip;
Arap olmayanların arasına düşmüş garip bir Arap gibi hani.

Kalk, sana bir hikâye söyleyeceğim;
Artık-eksik olmamak şartıyla benden duy, dinle.

Şu garip hikâyeyi dinle;
Hikâye de garip, söyleyen de.

Yusuf’un yüzünden kuyunun dibi aydınlandı.
İrem bağı gibi kutlu bir hale geldi.

Horlukla, yoksullukla hapse düşen Yusuf, o yüce, o şerefli gökyüzüne bakıp duruyor.

O zindan, bir köşk kesildi;
Bağlar-bahçeler içinde;
Cennet kesilmiş, sayvanları var, sofrası var, haremi var.

Hani bir taş, bir avuç topak atarsın suya;
Su hemencecik dalgalanır, dalgalar, değirmi (Yuvarlak) bir şekilde kuyuya vurur.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                     ***
Neler öğrendik;
1.    Aşk işinde gönüllü olan, gönülden buyruğa uyan kişinin neşeyle oynayıp güldüğünü öğrendik.
2.    Aşk erinin olup biteni seyredip sonuçlarını beklemediğini, öncenin öncesine, öncesizliği gidip her şeyin tasarlandığını, planlarının yapıldığı, dünyada ne zaman bürüneceği şeklin söylendiği konuşulanları duyduğunu, böyle bir kulağa sahip olduğunu öğrendik.
3.    Aşk tutkulu sevgi ile aşka tutulan insanı garip bir hale soktuğunu; sıradan insanların arasında yabancı, gurbette yaşayan gibi kimsesiz ve zavallı bir hale sokacağını öğrendik.
4.    Aciz kalıp Allah’tan yardım istemekle aydınlanmanın, farklı şeyleri görmenin, kalabalıkların içinden şerefli bir çıkışın; aşkla olduğunu öğrendik.
5.    Herkes aşığı zindanda, kuyuda görse bile âşık kişiye bu yerler köşk ve cennet bahçesi olduğunu, halkın bunu görmemesi için perdelendiğini, göremeyeceğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Nasıl ki suya bir taş atıp dalga oluşturursak, bu dalganın halkalar halinde büyüyerek genişlediği gibi aşkın etkisinin de böyle olacağını öğrendik, anladık.
                   *
RAV

Popüler Yayınlar