(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
670.
Vergili (İyilik yapmayı seven) bir padişah, ava
gitmişti;
Dönüşünde,
ayağının tozuyla o eve uğradı.
Susamıştı;
Kapıyı
çaldı, su istedi.
Evden
bir yetim (Babası olmayan çocuk) çıktı kapıya.
Dedi
ki;
Su
var, fakat testi yok.
Yetimlerin
suyu, gözyaşıdır zaten.
Şah,
orada oyalanırken ordu, geldi-çattı;
Hepsi,
padişahın çevresini, Ay’ın çevresindeki yıldızlar gibi kuşattı.
Padişah
hatırım için dedi, her biriniz, bu topluluğa altın verin.
Padişah
devleti sayesinde o ev, hazine kesildi;
Her
yanı ışıdı, altı-üstü bezendi (Süslendi).
Bu
iş, şehirde duyuldu;
Şehirde
bir gürültüdür koptu;
Herkes
görmek için ardı-ardına gelip duruyordu.
Birisi,
a müflisler (İflas etmişler) dedi, geçe-geçe
ancak bir günceğiz geçip gitti.
Dün,
haliniz, herkesin gördüğü gibi kün-fe-yekûn dü (İstediğinizi
elde edendi);
Baht
(Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen
ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader, talih),
bir günün içinde kimseye çatmaz.
Bahtı
yaver olsa (Şanslı) da son-ucu, gök kubbe
altında bu devlete ermez, bu kadar tanınmaz.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Varlık sahibinin ihtiyacı olana yardım etmesi, onu
ihtiyaçsız bir hale getirmesi gerektiğini öğrendik.
2. İstediklerine her an kavuşan kişilerin birdenbire
zengin olanları tanımak ve onlar gibi olma isteğinde olduklarını öğrendik.
3. Çalışmadan, alın teri dökülmeden olan kazancın insanı
yücelere çıkarmayacağını, aşağıda kalmayı mecbur edeceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Dünyada
şans eseri para ve rahat yaşayışı bulanı beğenenlerin, ona benzemek isteyişin
yanlış olduğunu, böyle kişilerin yücelerde kendisine yer bulamayacağını bilmeleri
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ