(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
610.
Saman çöpüyse öyle göz dikmiştir;
Çünkü
çöle, mağaraya çeken, yeldir onu ( Hafif olan istenilen
yere çekilir).
Taş
(Ağır olan hareketsizdir ve), o suyun içinde
şaşkın bir halde kalmıştır;
Boyuna
sel (Gücün tesiriyle çaresizlik) içinde kulağını
oynatır durur.
Kötü
olalım, iyi olalım, bizden bilme bunu;
Biz
çengleriz (Telli çalgı-lir benzeri) sanki
gönlümüzse teller.
Gâh
güzelim, taze bir nağmeye okşayadur;
Gâh
ondan geç, kuruya yüz tut.
Şu
çengin gönlünü okşasan bile kucağına alırsın ya;
Bu
da yeter.
Fakat
okşarsan “Nur üstüne nurdur” (Nur suresi 35)(Allah’tan
dilediğinden-beklediğinden çok daha fazla iyiliğin gelmesi);
Şarap
hoştur, hele bahar vakti olursa.
Herkesin
yuları, aşkın elindedir;
Şu
yükün altında sarhoş develeriz biz.
Sen,
gâh bir aslan şekline bürünürsün;
Halk,
av gibi ondan kaçsın diye.
Gâh
da halk, susuz bir halde, canlar vererek ona koşsun diye bir su şeklinde
görünürsün.
Tertemiz,
güzel görünüşlü biri var mı ki yücelere baksın.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Ağırbaşlı, ciddi
olmayan, etkisi az olan kişinin gücünün az olduğunu, istenilen yere
götürüleceğini, istenen işin yaptırılacağını öğrendik.
2.
Davranışları
yavaş, ağırbaşlı olan kişinin sadece olan-bitene seyirci olacağını öğrendik.
3.
Mevlevilik
öğretisi içinde olan kişinin kişisel düşüncesi ve yaptıklarından dolayı Mevlana
Hazretlerini ve dostlarının sorumlu tutulamayacağını, Allah’tan gelen güzel
sözleri aktardıklarını öğrendik.
4.
Mevleviliğe yakın
kişinin ister yeni söylenmiş sözü, ister eski söze gönlüne gıda yaparsa iyiliğe
kavuşacağını öğrendik.
5.
Mevlana Hazretlerinin
aşkın tesirinde kendini bilmeyecek durumda sözler söylediğini öğrendik.
6.
Aşkın herkese
farklı göründüğünü, kiminin aslan gibi tehlikeli görüp kaçtığını, kiminin yaşam
için gerekli olan su gibi arayışta olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tertemiz,
güzel görünüşlü biri olarak yücelere bakmak isteyeni Mevlana Hazretlerinin
aradığını o kişileri yetiştirdiğini, yol gösterdiğini, yolunu aydınlattığını,
görünür-görünmez yardımlar yaptığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ