13 Nisan 2018 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 600 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)

600. Gönül, çıkageldi de önüme oturdu;
Başını çatmıştı, yorgundu, hastaydı adeta.

Elimi tuttu da başına koymaya, “ A dostun derdinde bana yardım eden” demeye koyuldu.

Başımın ağrısı dedi, ne safradan (Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren şeylerden), ne hararetten (Susuz kalmaktan);
Başım, aşk şarabıyla mahmur mu, mahmur (Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde).

Canım, feryatlarla (Haykırışla, çığlıkla) tambura (Yay ve mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgıya) döndü;
Gönlümün halini tellerin sesinden duy.

A şekeri, gönlümü avlayan;
Bunların hepsi de cilve (Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz);
Maksadı sensin ancak.

Niceye bir zamanenin şu yeni kolu, yeni nağmesi;
O, evveline evvel olmayan dostun perdesini çal (Allah sözleri olan makamdan).

Deniz suyundan çek Firavun’un ateşini;
At ateşe Nebrud’un tahtını (Mevki –makam bırakma).

Şu dönen göğü Tanrılığa layık (Uygun) görme;
Yıldızlarla Ay’da bir irade, bir ihtiyar (Seçme, ortaya koyma) var sanma.

Güneşlerin güneşi sensin;
Şu gök kubbede dönüp duran güneşse başı bağlı bir topal eşektir sanki.

Yel, kendisini tanıdı, haddini bildi de (Kendi değer ve yeteneğinin farkında oldu da) eğildi, onun için saman çöpleri gibi (Hareket etmek için bir esintiye) muhtaç değil.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    İsteklerin çokluğundan ve elde etmenin zorluğundan gönlümüzün yorulacağını, hasta olacağını öğrendik.
2.     Allah’a âşık kişinin sıkıntısının tedirginliğinin, susuzluğumuzun aşktan olmasının gerektiğini öğrendik.
3.    Allah’a âşık olan kişinin her uyarıyı Allah’tan alacağını, öğrendik.
4.    Ne yıldızlar. Ne ay’ın, ne de güneşin kendisinin karar verip bir şey yapacağının olmadığını, onlara verilen görevi yaptıklarını öğrendik.
5.    Kendi değer ve yeteneğinin farkında olanın nesnel gerçekliğin yasalı ilişkisini kendi düşüncesinde kabul etmesi ve yaşamında göstermesiyle sağlam yapıya kavuşacağını öğrendik.
6.    Nesnel gerçekliği algılayanın ikinci basamağa geçip düşüncesinde üretmesi ile toplumun bilgi kaynağı olacağını öğrendik.
7.    Duyumsal bilginin nesnel gerçekliğe dönüşmesiyle bağımsız bir etmen olarak kabul edilmenin kolay olduğunu öğrendik.                                     *
İşte böyle yaren;
Kendi değer ve yeteneğini farkında olmayanın en ufak esintide saman çöpleri gibi darmadağın olacağını öğrendik, anladık.
                   *
RAV


Popüler Yayınlar