(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
660.
Bana boyuna zehir sunsan, zehirler (Üzüntüler, acılar,
kederler, sıkıntılar) içinde yüzdürsen beni, gene de zehirimi şekerlere
gark et (Bol-bol ver);
Şekerler
içinde dalgalandır beni.
Deniz,
zehir gibi acıysa da sedef, incinin canını korur.
Ekşi
suratlı bulut, gam artırır amma rızka (Yiyeceğe),
yağmura, ait müjdeyi sen verdin ona.
Ana
tepesinden tırnağına dek acıyıştır amma Tanrı acıyışını babanın kahrında seyret.
Gönül
gözüne yeni bir sürme gerek;
Yoksa
göz, sürmenin (İyi görüş) yolunu nerden bilecek?
Ömer’in
zamanında Basra’nın bir mahallesinde yıkık bir yoksul evi vardı.
Yoksul
müflisti (İflas etmişti), kimsesizdi,
çoluğu-çocuğu çoktu;
Evdekilerin
her biri, öbüründen beterdi.
Her
biri, dilencilikle tanınmıştı;
Halk,
onların dilenciliğinden çekinir-dururdu.
Geceleyin
yorganları, Ay ışığıydı;
Gündüzün
her biri, oradan-oraya dolaşır-gezerdi.
Yokluklarını
anlatsam ya gönlümdeki derdi artırır, ya başın büsbütün ağrır.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Eğitilmek-öğretilmek
isteyen kişinin öğretenini çok sevmesi, ondan gelen her hareketin iyiliği için
yapıldığının farkında olarak sevgiyle kabul etmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Sert hareket ve
sözlerin kıymetli bir şeyi korunmak için olduğunu öğrendik.
3.
Ekşi surata
takılı kalmamak gerektiğini, onun verdiği faydaya odaklanmamız gerektiğini
öğrendik.
4.
Beraber olduğu
halde beraber olduğunu kötüleyen kişinin beraber olduğunu sevdiğini ve başka
birisine kaptırmamak için aşağıladığını öğrendik.
5.
Babanın çocuğunun
mutsuz olduğunu görünce, mutsuzluğu karşısında üzüntü duyduğunu, Allah’ın da
kullarına böyle üzüntü ve merhamet duyduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kişinin
o anki durumunun sonsuza kadar devam etmesine inken olmadığını, kaza-kader ile
veya şans ile durumunun değişebileceğini öğrendik, anladık.
Allah
sonumuzu iyiliğe çevirsin.
Âmin.
*
RAVLİ