(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)
530.
Bahçe gelinlerinin her biri, o gül, bize işaret ediyor der.
Bülbül ise
gül der, bu başsız-ayaksız için cilveleniyor (Top gibi
istediği yere direnmeden, yolunu değiştirmeden gidecek kişiyi bulmak için
nazlanıyor).
Çınar,
ağlaya inliye el kaldırmıştır;
Ne
dua ediyor, söyleyeyim sana.
Goncanın
başucunda şikayet eden kim, menekşenin boynunu iki büklüm büken kim, anlatayım
sana.
Güz
mevsimi, birçok cefalar (Eziyet) etti amma
seyret de gör, bahar, ne vefalar (Sevgiyi sürdürme,
sevgi-dostluk bağlılığı) etmede.
Güz
(Sonbahar) mevsiminin yağmalayıp götürdüğü her
şeyi, bahar mevsimi bir-bir vermede.
Gülü
de, bülbülü de, bahçe güzellerini de anış (Hatırlamak),
bahanedir;
Neden
yapıyorlar, niçin işliyorlar?
Aşk
gayreti bu;
Yoksa
dil, Tanrı inayetlerini (İyiliklerini, yardımlarını,
kayırmalarını) nasıl anlatabilir?
Tebriz’in
de, dünyanın da övüncü Şemseddin, gene hatırımıza riayet etmede sizin (Sözlerimize saygı göstermede, değerli-güvenilir bulmada).
Yusuf’un
gömleği, Yusuf’un kokusu geliyor;
Bu
ikisinin ardından da kendisi gelecek.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Güzellerin içinden
isteneni direnmeden, değiştirmeden istenildiği gibi yapan kişinin seçildiğini
öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin doğadaki söz söyleyemeyenlerin hallerini, isteklerini, dualarını,
şikâyetlerini, garip kalmışların hallerini onların dili olarak anlattığını
öğrendik.
3.
Dünyanın döngü
içinde hayatı devam ettirdiğini, kışın etkisiz hale getirdiklerini ilkbaharda
yeşil elbiseler giydirerek çiçeklerle süslediğini, dallarını meyvelerle
doldurduğunu öğrendik.
4.
Dünyada bitti
sandığımızın tekrar kendini gösterdiğini öğrendik.
5.
Aşkla kaybolanların bulunduğunu, yok olmuş dediklerimizin
kendini tekrar gösterdiğini öğrendik.
6.
İnsandaki olağan
üstü çalışmak aşkla olduğunu, Tanrının iyilik
olsun diye verdiklerini dilimizle anlatmaya çalıştığımızı öğrendik.
7.
Şems Hazretlerinin
Mevlana Hazretlerinin sözlerini doğruladığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kainatın
zamanlı bir döngü içinde hem yok ettiği hem de yerine yenisini koyduğunu,
ilkbaharda esen rüzgârın önce baharın kokularını getirdiğini, sonra baharın
geldiğini, geceden sonra gündüzün olduğunu, Tanrının
aşkla bu işleri düzene koyduğunu, aşkla olan düzenin güzelce döngü haline
geldiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ