21 Mayıs 2016 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2970 İNCİ BEYİT

2970.( Mevlana Hazretleri Tanrı dostu sevgili olmanın yolunu anlatıyor)
Şeker kamışlığındaki duduların (Allah’tan öğrendiklerini tatlılıkla söyleyen kişinin) nağmelerinden söğüt ağacı oynayıp duruyor, çınar, iki elceğizi çırpıyor.

O arılık, o neşe (Bir şey yemeden içmeden insanın üzerine gelen anlatılması güç hoş duygu) olayı geldi-geçti mi aşk sufileri (Tasavvuf ilmiyle uğraşarak bu yolla Allah’a ulaşmaya çalışanlar), sarhoş gibi birbirlerine sarılırlar.

Sel nasıl durup dinlenmez, ta denize dek, akıp giderse can da Elest birliğini (Allah’ın.” Ben sizin rabbiniz değil miyim” sorusunun sorulduğu yer ve zamana kadar) anar da sarhoşçasına bedenden fırlar çıkar.

Cüz (Bütünün küçük bir parçası), tüm yayından bir ok gibi fırlar-gider;
Fakat tümden başka gidecek bir amacı, bir yeri yoktur onun.

Can, binlerce deriden dışarı çıkar, bir hoşça yola düşer;
Ebedilik yurdundadır işi-gücü.

Gerçeklerin canları, o adlı-sanlı cana kavuşmak, ondan murada ermek için hem ona sarılmıştır, onun eteğini tutmuştur.

Canlar, aşkla onun eteğine yapışmıştır, o da ercesine, Kutup gibi hani, o ezeli eteğe sarılmıştır, o eteği tutmuştur.

A gönül, Tebriz’e git de bunu Tanrı Şems’ine sor;
Sor, öğren de manalar Burak’ına bin.

Güzelim, herkes, kendi cinsiyle uzlaşmış, kendi cinsiyle kaynaşmıştır;
Herkes kendi tabiatına lâyık birisini dost edinmiştir.
Fakat gönlünde senin dağın olan, hiç kimseyi seçemez;

Sana av olan, nasıl olur da avlanabilir?
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             **
Neler öğrendik;
1.    Her küçük parçanın ait olduğu büyük parçaya katılmak için uğraşı verdiğini öğrendik.
2.    Allah’ın sözlerini kendi tatlılığıyla karıştırıp sunan güzel insanlar olduğunu öğrendik.
3.    Her varlığın yok olmak istemediğini, ebedi var olmak için çareler aradığını, ebedi var olma yolunu bulmuşların eteklerine yapıştıklarını, tutunduklarını öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin gönül verenlerin gizlenmiş manalara hızlıca kavuştuğunu öğrendik.
5.    Herkesin kendi cinsiyle aralarındaki düşünce ve çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuştuğunu, karşılıklı anlaşmak ve uygun duruma getirmek için uğraşı verdiğini öğrendik.
6.    Herkesin huyuna uygun,  zevk ve beğenisini içine alan özelliklerdeki kişilere yakınlaştığını öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Tebriz’li Tanrı Şems’inin gönlümüzde bir dağ olduğunu, avını kendisinin seçtiğini, avlamayı kendisinin yaptığını öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar