10 Mayıs 2016 Salı

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2860 İNCİ BEYİT

2860.(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)  
Aklı, kendisine Kevser’den  (Maddi ve manevi çokluktan) haber veren kuş (Dudu kuşu), nasıl olur da kör kuşlarla beraber acı su içer?

İki gözümüzü de kendisi, kendi güzelliğiyle doldurur.
Öylesine güzeldir o ki Ay bile görse derhal, baş verir uğrunda.

Güzeller bile, onun yoksulunun gözüne toprak görünmede;
Artık, Tanrının görüş kabiliyeti verdiği göz, nasıl görür, bir düşün.

Söz söylemeyi bırak, sus da Aklı Küll (Doğadaki birbiriyle uyum yapan akıl) yol versin, bizi şu Cüz’i (Bütüne ait küçük, parça) akıldan geçirsin.

Canım efendim, şarap getir, çünkü günler geçiyor;
Gamın acılığı, ancak o kadehin lezzetiyle geçip gidiyor.

Bir kadeh ki akla eş, can, onunla düşüp kalkıyor;
Gönül gözü kör olan nefsin koşup gittiği kadeh değil o.

Ateş gibi kadehle kapıdan içeri girdin mi vesvese (Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip üzülmek, olmayacak bir şeyi olacağını sanma, yanlış ve yersiz düşünme) veren gam (Üzüntü kaynağının) şeytanları duman gibi ağıp (Sarkarak aşağı iniyorlar) bacadan gidiveriyorlar.

Başını yıkamak için kil vurduysan yıkama (Kendi kendine temizlenmek için oyalanma), bırak, öylece koş;
Öylece başın kil içinde seğirt (Kaslarını titret), gel, çünkü zaman geçiyor.

Aklı çelip alanı coştur (Heyecanlan, içten içe kayna, aşırı duygulan), çiğ sözler söyleyen kişiyi pişir (Yaşının gereği görgüye ve olgunluğa ulaşmamış kişiyi), olgunlaştır.

Güneşe, Ay’a, gökyüzüne o şaraptan sundun da her biri, râm (Boyun eğen, buyruğuna bırakan) oldu sana, neşeyle yelip (Aceleyle, telaşlı bir biçimde)  gitmede.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Allah âlemini anlatan, güzellikler sunan kişiyi bulduğumuz zaman kaybetmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Allah âlemini anlatan kişinin bizim aramızda olmasını, bizim gibi yiyip içmesine bakarak bizimle aynı olduğunu sanmamamız gerektiğini öğrendik.
3.    Doğanın birbiriyle uyum içinde çalışmasını her aklın anlayamayacağını, genel ve herkese verilen aklın kendisine yarar veya zarar verecekler ile sınırlı olduğunu öğrendik.
4.    Doğanın uyum aklını bilmeyenlerin dünya yaşamına uyum sağlayamadıkları için mutsuz ve problemli kişiler olduklarını öğrendik.
5.    Yaşının gereği olgunlaşamamış kişilerin olgunlaşmaları için kontrolü, ilimi, Kur’an’ı, İslam’ı, birlik fikrini, Allah’tan aracısız bilgi almayı öğrenip olgunlaşmamız gerektiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Hakiki Allah dostunu bulan kişinin kolay ve çabuk pişerek olgunluğa ulaşabileceklerini, üzüntülerden uzaklaşarak sevinç içinde yaşayabileceklerini öğrendik, anladık.

(Sana yol gösteren sıkıntı veriyorsa kendisi hamdır, seni ne pişirebilir ne de olgunlaştırıp sevince götürebilir.
Böyle birinden uzaklaşıp bize duymak istediklerimizi söyleyen kişiyi değil, hakikati olduğu gibi söyleyen kişiyi aramamız gerektiğini öğrendik, anladık)
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar