2850.(Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini anlatması)
O
ova-sahra hoştur, güzeldir amma güneş ışık salarsa;
Gül
bahçesi de hoştur, güzeldir amma güller açılıp saçıldığı zaman.
Bir
de başka bir güneş vardır ki onun buyruğu, güneşi, iş başarmak için yola salar.
Sevgili,
varıp mal verene, altın bağışlayana öptürmez kendini;
Aşk
derdiyle sararıp solmuş âşığa öptürür.
Dikkat
et de bak, kanat çırpan dudu kuşları, kendilerine şeker sunan bir şeker
dudaklıya uçup giderler.
Dünyada
herkes, bir şeker dudaklıyı seçmiş, sevmiştir;
Bizim
de bir şeker dudaklarımız var ki büsbütün başka bir şey veriyor bize.
Öylesine
bir şeker dudaklarımız var ki şekerler bile onun yok-yoksul dilencisi;
Öylesine
bir padişahlar padişahımız var ki saltanat bağışlıyor, zaferler veriyor bize.
Himmetin
yüce (Yardımın, kayırman büyük, ulu) olsun,
padişah oğluysan padişahın taç bağışlamasını, kemer vermesini yeter bulma.
Soyun,
çıkar elbiseni, koş, dal abıhayata;
Dal
da bastığın toprak parçaları Iâ’l (Kırmızı parlak
değerli taş) versin, inci saçsın.
Aşka
kaç, ona sığın, dilberlik gösteren, işveler satan, fakat ciğerini kan eden
güzelden (Seni dünya güzelliğine bağlamak isteyenden)
çekin.
Gözüme
hiçbir güzelin güzelliği görünmüyor
Ressam,
can bedene gayb âleminden şekiller vermede, onu başka çeşit bezemede.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Beğenilen,
duyguları okşayan, zevk veren bir şeyin kendisini göstermesi ve onda bir ışık
olması gerektiğini öğrendik.
2.
Arayacağımız
kişinin bedeninin dünyada esir olmasına fakat gökyüzünde emir verip yaptıran
olması gerektiğini öğrendik.
3.
Sonsuz hayat
dağıtan Allah’ın dağıtıcılarını herkesin bilemeyeceğini, dünya aşkına gönül
vermiş kişilerden uzak durduklarını öğrendik.
4.
Güzel ne kadar
güzel olursa olsun canı yoksa değersiz olacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Gündüz
gördüğümüz güneşten başka aramızda dolaşan ve verilen işi başarmak için dolaşan
güneşler olduğunu, bunların kimi aradıklarını bilmemiz, aradıkları gibi olmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ