Âşıkân ra kâr
nebved bavücud
Âşıkân ra hest
bisermaye sûd
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
3.inci cilt 3021 inci beyit açıklaması)
“ Âşıkların varlıkla işi
yoktur.
Âşıklar, kârı, sermayesiz
elde ederler.”
Âşıklar, aşk meydanında
kendilerinden geçmişlerdir, aşk çevgeninin (Ucu eğri
sopa) kıvrımında dönen bir top olmuşlardır.
Heva ve hevesten (Zevk ve şehvetlerden, içi boş ve geçici işlerden) temizlenmişlerdir,
yalnız maşukun didarını (Sevgilinin temiz yüzünü)
görmek emelindedirler.
Ruhlar aşk kadehinden
içtikleri şarapla Elest meclisinin sarhoşu, gönül kuşları aşk tuzağının tutkun
bir mutiidirler (İtaatli, terbiyeli, isyan etmeyen,
şikâyet etmeyen, rahat).
Bakiy (Ebedi) olan maşuka (Sevgiliye ‘Allah’a) dost, vahdet (Birlik) denizinde dalgıç olmuşlardır.
Onlar, fanilik denizinin (Geçici dünya âleminin) dalgıçları (Derinlere, nurlara dalan)ve beka sahrasının (Allah’ın yarattığı âlemin) Şaha (Allah’a) âşık birer doğanlarıdırlar.
***
Neler öğrendik:
1.
Hak âşıklarının
mevki, makam, para, hırs, dünya istekleri olan ve sonu olan içi boş, kalıcı
olmayan isteklerden kendilerini temizlediklerini öğrendik.
2.
Hak âşıklarının
kendilerini Allah’ın iradesine teslim ederek, Allah’ı sevgili kabul etmiş
olduklarını ve sevgiliden her ne gelirse gelsin isyan etmeden, şikâyet etmeden,
terbiyeli bir biçimde boyun eğdiklerini ve böylece rahata erdiklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Kendi isteklerinden vazgeçmeyi
tercih edip Allah’ın isteklerine, arzularına, emirlerine kendini teslim eden
kişi kendinden geçmiş olur.
İnsanın içindeki iyiyi
kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten acı duyan
manevi his sahibi olan âşık daima kendini Allah’ın takdirine bırakır.
Çünkü neyin iyi, neyin kötü
olduğunu ve nasıl bir sonuç vereceğini yalnız Allah’ın bileceğinden Allah’ın
takdirini gözler, kendini araya sokmaz fakat itaat ederek gerekeni sakınmadan
yapar.
Daha iyi anlamak için.
Her yerde ve her şeyde
kalbini Allah ile meşgul etmek hali ve yaşayışını tercih edenler eli kolu
bağlanmış gibi bir şey yapamaz duruma gelirler.
Fakat bu halde olan âşıkların
gönlünden istediklerini Allah kendi isteği olarak kabul eder ve sebepsiz var eder.
Bundan dolayıdır ki ne paraya
ne pula, ne adama ihtiyaç duymazlar.
Sadece gönülden isteyişleri
yeterlidir.
*
RAVLİ