Nâtık-ı kâmil çu
hanpaşi buved
Haneş pur her
gune-i âşi buved
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 3.inci cilt 1895
inci beyit açıklaması)
“ Söz söyleyen kemâl (Olgunluk, erginlik) sahibi ise söz söylemek sofrasını
(Söz söylemeye başladı mı) kurdu mu sofrası her
çeşit yemeklerle dolar.”
Haydi!
Eğer ruhun gıdasına iştahın
varsa, bu yemeklerle iftar et (Açlığını gider).
Bu gıdalar, canın ve gönlün
gıdasıdır.
Nefsin ve tenin gıdası su ve
topraktandır (Topraktan oluşan her şey).
Herkesin meyli, rağbeti ve
iştahı kendine layık olan gıdayadır.
İnsana, meyil ve rağbeti bir
yulardır.
Bu yuları çeken ve kullanan
Tanrı’dır.
Bu yuları Tanrı önce seni ne
iş için yaratmışsa o tarafa doğru çeker.
***
Neler öğrendik:
1.
Olgun, ermiş,
erginliğe ulaşmış kimselerin sözlerinin vücuda ve nefse bağlı olarak hitap
etmediğini, sözlerin gönül ve cana gıda olarak söylendiğini öğrendik.
2.
Yüce insanların
sözlerine önem verenlerin kendiliğinden değil Allah’ın yönlendirmesiyle
heveslendiklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Bu dünyada her insanın bir
görevi olduğunu, bu görevi yapmak için dünyaya geldiğimizi, yönelişimizi
Allah’ın yaptırdığını öğrendik anladık.
Eğer şimdi bu satırları
okuyorsan, nasip olmuşsa ve severek okuyorsan senin görevin hem bu hem de
ahrette büyük makamlarda olduğunu bilmelisin.
Kendini yetiştirerek İlahi
makamlarda sana ayrılan payını almak için çalışmana devam etmelisin,
ayrılmamalısın.
*
RAVLİ