Çun be matlubet
residi ey melih
Şud talebkâri-i
ilim eknûn kabih
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 3.inci cilt 1401
inci beyit açıklaması)
“ Güzelim!
İstediğin şeye ulaştın mı
artık bilgi sahibi olmaya istemek çirkindir.”
Tanrının mülakat (Görüşme) ve visali (Buluşma)
devletine kavuştun mu artık delile hacet (İhtiyaç)
kalmaz.
Önce sen takva (Günahlardan ve şüphelilerden kendini korurken) ile
edeple (Terbiye ile) istekli bir sofi iken
vaktin evladı (Anı yaşayan) idin.
Visal (Sevgiliye ulaşma, buluşma) denizinde berraklaşınca hâl
(Durum, vaziyet, görünüş) değişti, vakit artık
geride kaldı.
Geçmiş de, gelecek de, hâl de
beyana gelmeyecek (Kelimelerle anlatılamayacak durum)
bir hâl aldı.
Ehli ten (Tenine çok önem verenler) olanlar bu hali anlamazlar Ebdal (Evliya topluluğundan nurlu, parlak olan) denilen
âşıklar bunu anlarlar.
***
Neler öğrendik:
1.
Bütün uğraşılar,
zahmetler sevgiliye kavuşmaya kadar olduğunu öğrendik.
2.
Âşıklık sıfatı olan
artık vücudu aramızda yaşamakta ama gönlü Allah ile birlikte olduğunu öğrendik,
anladık.
3.
Ruhu göklere
çıkan kişinin artık merdiven aramayacağını öğrendik.
4.
Sevgiliye
ulaşanlar başkasına öğretmek maksadıyla bu yolda yolcu olanlara arkadaşlık
ettiklerini, yolu aydınlattıklarını ve yolun inceliklerini anlattıklarını,
başka bir maksat güderlerse bu beğenilen kişi olmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Allah’a ulaşan kişi
o aşkın tesiriyle diğer her şeyden vazgeçer.
Allah’a ulaşmak için gidilen
yolda ulaşanlar, beraber gidenler, sonra gelenler vardır.
Allah’a ulaşınca yol bitmez,
yol Allah ile devam eder.
Allah’a ulaşınca artık
büyüklük-küçüklük kalmaz, yokluk vardır.
RAVLİ YOKLUK yazarak Googleden okumalısın.
* RAVLİ