Der tek-i derya
Güher bâsenghâst
Fahrha ender
meyan-ı nenkhâst
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
3.inci cilt 866 inci beyit açıklaması)
“ Denizin dibinde inciler
taşlarla karışıktır.
Övülecek şeyler, ayıplar ve
kusurlar arasındadır.”
Gül bahçesinde, güller
dikenler arasında bittiği gibi, meclislerde de, gönül erbabı, cahil kimseler
arasında otururlar.
Camilerde havas da, avam da
saf-saf olmuşlar, hepsi bir imama uymuşlardır.
Fakat sevap ve hata cihetiyle
(İyilik ve doğruluk ile kötülük ve yanlışlık yönüyle)
ibadetleri arasında çok fark vardır.
Hepsi bir namaza durmuşlardır
ama içlerindeki ihlâs ( İçten gelen sevgi ve doğrulukla
bağlılık) ve niyaz cihetiyle (Yalvarış yönüyle)
aralarında derece farkı vardır.
Bu cihan halkı, mertebeler
hususunda birbirinden farklıdırlar, bir merdiven basamakları gibi.
***
Neler öğrendik:
1.
Uğursuzluğun
Allah’ın namaza davetini uymayıp da hilekârların davetine gitmekten olduğunu
öğrendik.
2.
Fakirlerin, muhtaçların sesini duymamız ve
elimizden gelen yardımı yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Hileli işlere gidenlerin yoksulları
görmezlikten geleceklerini ve onların içindeki gönül sahiplerine (Allah dostlarına) ulaşamayacaklarını öğrendik.
4.
Değerli, kıymetli,
önemli olan insanın; değersiz, kıymetsiz, sıradan insanların arasında olduğunu,
böyle kimseleri arayıp bulup dost olmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Benzerlikler içinde
farklılıkların, rütbelerin, derecelerin, beğenilerin olduğunu görmeden, fark
etmeden, ayırmadan Tanrı sanatını göremeyeceğimizi öğrendik.
Yüzeysel değil derinliğine
incelememiz ve ayrıştırmamız gerektiğini öğrendik.
Öneminden dolayı:
RAVLİ TEMYİZ yazarak Googleden okumalısın.
*
RAVLİ