Nist ender can-ı tu ey mağrur-i dâl
“ Ey sapık (Tavır ve davranışları normal olmayan veya geleneklerden,
törelerden ayrılan, anormal (kimse), mağrur (Kurumlu,
gururlu, kibirli, kendini beğenmiş)!
Senin canında, kendini kemal
(Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik,
erginlik, eksiksizlik) sahibi saymaktan daha kötü bir illet (Hastalık derecesine varan alışkanlık) olamaz!”
Kâfirler (Tanrı’ya ve peygamberine inanmayan), batıl dini (Çürük, temelsiz, asılsız, boş, beyhude, geçersiz)Hak
sandıkları için, Hak dininden vazgeçtiler.
Körün önünde gece ve gündüzün
bir farkı yoktur.
Nitekim yarasa kuşuna
karanlık, aydınlıktan daha iyi gelir.
Kâfir, karanlığa tapan gece
kuşudur.
Küfür karanlığı, ona nurdan
daha hoştur.
Müminlerin (Allah’a ve peygambere inanan, itikat eden, inançlı, inanlı,
imanlı, mümin, dindar) gönül gözü hakikati gördüğü için nurla, karanlığı
ayırt ederler.
Kâinatın, mekânın dışında ve
ötesinde olan şey, müminlerin gönlü içinde gizlenmiştir.
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.
***
Neler öğrendik:
1.
Kendimizi bilgi
ve erdem bakımından daima eksik görmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Kendimizi Olgun
olarak tanımlarsak; doğru yoldan ayrılacağımızı, aklı ve bilgiyi doğru
kullanamadığımızı yanlış işler yapan biri olacağımızı öğrendik.
3.
Büyüklenmenin ruh
hastalığı oluşturduğunu öğrendik.
4.
Sağlam olmayan
yere güvenerek hareket etmenin; elde edilmesini beklediğimiz sonuca
ulaştırmadığını, mahrumiyetle, zararla, ziyanla, acıyla sonuç olarak
karşılaşacağımızı öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Ölçülü davranan, olgun,
vakur, ciddi, değeri çok olan, ağır, gösterişli, yumuşak huylu, hoş muamele
yapan, suçlulara hemen ceza verme imkânı olduğu halde sonraya bırakan, görünüşü
saygı ve korku uyandıran, büyük, ulu.
Toplum içinde ahlak
kurallarına ve toplumsal değerlere bağlı, iffetli, dürüst, doğru, işin sonucunu
düşünerek ölçülü ve tedbirli davranan, büyük yüce, ulu kişi müminlerin davranışlarından olup, mağrur olan kişiyle
ayırt etmemiz gerekmektedir.
Ben ve ben merkezli davranışları
olan, Allah’a güvenmek yerine kendine ve sahip olduğu imkânlara güvenenler
bekledikleri gibi sonuç alamazlar, almış bile gözükseler o kazanımın tadını
çıkaramaz.
Başa dönecek olursak; Önce
sağlam bilgi ile doğru işi Allah’a güvenerek sonra da o işi Allah’ın yardımıyla
iyi bir sonuca ulaştıracağımıza inanarak kendimize güvenerek işe başlayıp
sonuçlandırmalıyız.
Yani her işimizde Allah’ın
iznini ve yardımını istersek; yaptığımız iş her ne ise de o iyiliklere sebep ve
sonuç olur.
*
RAVLİ MÜMİN davranışları yazarak
Googleden okumalısın.
*
RAVLİ