Verne anca şerbet ender şerbetest
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 2.inci cilt 10 inci beyit açıklaması)
Afet bu heva İstek nefsin isteği, düşkünlük, gelip geçici olan heves, nefsin
zararlı ve günah olan arzuları.) ve heveste (Gelip
geçici istek, nefsin hoşuna gitmek, gezmek, akıl ile olmayıp nefis ile olan
istek.), şehvettedir (Doymayan aşırı istekler).
Yoksa hakiki insanlık
âleminde şerbet üstüne şerbet vardır.”
Heva ve hevesten, şehvetten
kurtuldun mu, Hak katında makbul (Kabul edilen,
beğenilen), has (İyi nitelikleri üzerinde
toplayan) bir kul (Sevgiyle bağlanan) olursun.
Bu şehvetten ten kesilir,
kurtulursa can vahdet şarabı küpünden şaraplar içer (Sevinçten
kendini kaybeder).
Fakat sen bu saadette dostun
(Yol gösteren, kayıran Pir)
yardımı olmadan eremezsin.
Sana, o hakikat diyarından
bir dost gerektir.
O dost senin elini tutup
hakikat diyarına çeksin de canın, cananın visaline ersin (Buluşma imkânı hazırlığına yardım etsin).
Bu kapıyı yalnız başına
açamazsın.
Dostu bulunca her muradına
erersin.Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.
***
Neler öğrendik:
1.
Bizi oyalayan,
yanlış işler yapmamıza sebep olan isteklerden kurtularak akıllı davranmak için
kendimizi hazırlamamız gerektiğini öğrendik.
2.
Allah’ı kendimize
adeta bir sevgili gibi görmemiz ve ona ulaşmak, ona yakınlaşmak, onunla
buluşmak, baş başa kalmak için kendimizin ne yapmamız gerektiğini bu yolda usta
kişilerin yardımıyla yapabileceğimizi öğrendik.
3.
İlahi âlemin
hakikat âlemi olduğunu, yüzleşme ve arınmanın bir usta büyüğün gözetimi altında
olması gerektiğini öğrendik.
4.
İnsan ne kadar
temizlense de hakikat âleminin kapısını bulup giremeyeceğini, bu yolda önce
gitmiş, o yerde kalan büyüklerden birinden yardım alması gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Büyük işler tek başına olmaz.
Hele ben yaptım oldu demekle
hiç olmaz.
Yalvarış ahlakına sahip
olmayanlar bu yolda bir adım bile atamazlar,
İlahi âlemin giriş kapısını
bulamazlar ancak reklam levhalarındaki çekici yazıları ezberlerler sanki oraya
mensup birisi gibi konuşurlar.
Kapıyı bulamayan, bu yolda
gidemeyen, yardım almayan kişi hayvani ruhun etkisiyle yaşar ve içindeki insanı
ruhu da garip kalarak bedenden ayrılmak, geldiği yere gitmek ister.
Kendimizi bilmeden başka âlemleri
nasıl bilebiliriz ki?
Kendi iç yolculuğumu yapmadan
ne görebiliriz ki?
*
RAVLİ