4 Eylül 2013 Çarşamba

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 88

Cümle etbak-ı zemin u âsuman
Hemçu hâşâki deran bahr-i revan
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 3535 inci beyit açıklaması)

“ Yer ve göklerin her tabakası, o can denizinde süprüntü mesafesindedir.”

Zâhir ehli (Görünüşü önemseyenler) dedikodunun büyüsüne (Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlar) tutulmuşlardır.

Hal ehli (Allah’a ulaşma, kavuşma derdinde olanlar) ise bunlardan müstağnidirler (Elinde olanla yetinen, doygun, nazlı).

Saman, arpa; öküzün, eşeğin iştahını çeker.
Âdemoğullarının iştihasını çeken bal ve şekerdir.

Toprak yetmeye alışan mideye toprak muhakkak ki gülbeşerden (Gül ve şekerden yapılan tatlı) daha iyi gelir.

Şaki (Haydut) olan kimse, Hakka tâat (İbadet etmek. Allah'ın (C.C.) emirlerini yerine getirmek, Allah’a itaat etmek) yolundan uzaklaşmıştır.

Ömrünü fıskufücur (Sınırları geçmek, yasaklananları yapmak, doğru yoldan ayrılmak, Allah'ın emirlerini terk ve O'na isyan etmek ve doğru yoldan sapıp çıkmak, içki ve eğlenceye dalmak) içinde zayi (Kendini; kaybetmek, yitmek, yok etmek, elden çıkarmak, mahvolmak, işe yaramayan, yararsız, boş bir hale gelmek) etmiştir.

Allah’ın yardımları ona kılavuz olmadığı için saadetten (Mutluluk, sevinç içinde yaşamak) mahrum kalmıştır.

Yazık, vah ona.
(Acınılacak duruma gelmek)

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Dünyada gördüğümüz toprak, su, hava ve ateşten meydana gelmiş her şeyin insanın sevgiyle bağlanmasına yakışmadığını, uygun olmadığını öğrendik.

2.   Dünya yaşamına önem verenlerin gördükleri, yaşadıkları birbiri içine girmiş, gizlenmiş, saklanmış, iki yüzlülükle oluşmuş sözleri ve olayları anlayamadıkları öğrendik.

3.   Dünya ehlinin aklının çözümleyemediği olayları normal hayatın akışı içinde olduğunu anlayamadıklarını, ayırt edemediklerini şartlarını yerine getirmek yerine kolay bir elde ediş için büyü ile elde etmek istediklerini öğrendik.

4.   Kolay ve hemen elde etmek için büyü ile uğraşanlar aslında kendilerini büyüleyerek aklını sağlam bilgiden ve izlenecek doğru yoldan uzaklaşırlar ve yaptıklarının farkında olmadan sanki rüya görür gibi hayatlarını yaşadıklarını öğrendik.

5.    Hayatını değerli bir hale getirmek için uğraşı vermeyenlerin değersiz hale geldiklerini, zamanlarını akıllı bir şekilde kullanamadıklarını öğrendik.

                                             *
İşte böyle yaren,

Hayatımızda başımıza gelenlere bir anlam vermeye uğraşırız ve çoğu zaman aklımız yeterli bilgiyle donanmadığı için aydınlatamayız, birçok bilinmeyenlerle beraber bir sonraki olaylarda benzer sonuçla birçok cevapsız sorularla aklımız bulanır ve kullanılmaz hale gelir.

Allah’ın var ediş sanatını bilmeyenlerin sonu aklının karışması, varlıklıysa içki ve eğlenceye dalmak, parası yoksa dedikodu ile hayatını geçirmek olur.

Allah’ın sanatını bilen pir bulabilenler kolayca kendileriyle yüzleşirler, aklında kalmış aydınlanmamış olayları pirin yardımıyla çözümleyerek, Tanrı sırlarından yararlanarak aklını temizlerler.

Aklın temizlenmesinden sonra gönlün temizlenmesine sıra gelir ki bu dünyaya ait isteklerden kurtularak nur akışı ve toplanması için alan hazırlanır.

Bu işler kişinin ciddiyetle isteğiyle ve Allah’ın izin vermesi ile sevilen bir bağlanmakla ve pirin yönlendirmesiyle olur.

Pire boyun eğmeyen, sevmeyen ve bağlanarak hizmet etmeyen benliğinden kurtulamamış biridir ki o kalıcı hiçbir şey elde edemeden ömrünü tüketir gider.

                                            *
RAVLİ HAL yazarak Googleden okumalısın.

                                             *
RAVLİ

Popüler Yayınlar